• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

“Hep birlikte Allah`ın ipine sımsıkı sarılınız, sakın ayrılığa düşmeyiniz, Allah`ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız. Hani bir zamanlar düşman olduğunuz halde O kalplerinizi uzlaştırdı da O`nun bu nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Hani siz bir ateş çukurunun tam kenarındıydanız da O sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Ali İmran, 103)

Hablullah tabiri, Kur`ân`da Allah`a izafe edilerek yalnız bu ayette geçmektedir. Sözlükte habl; ip manasınadır. Bundan Allah`ın kitabı kast edilmektedir. Aynı zamanda Allah`a verilen söz, zimmet, güvenme, ağırlık, ulaşma, ulaştırma ve sebep anlamlarına da gelir.

Allah (cc), bu ayetten önce peygamber(sav)`e bir takım emirler verirken ehli kitaba karşı ciddi tavırlar koymasını istemekte ve onlara cevap vermesini emir buyurmaktadır. Sonra mü`minleri ele almakta, onların ehli kitaptan bir gruba uydukları takdirde tekrar küfre dönebilecekleri tehlikesine dikkat çekmektedir. Bütün bu uyarılardan sonra müminlere şunu emir buyurmaktadır:

İmam Fahreddin Razi bu ayetin tefsiri hakkında şu genellemeyi yapar: Burada habl kavramı, din yolunu takip ederek kendisiyle amaçlanan yere ulaşma imkânını bahşeden her şey için kullanılır. “Meğerki Allah`ın ahdine ve müminlerin ahdine sığınmış olsunlar.” Âli İmran, 112 âyetinde “habl” kelimesi, ahd, bağ olarak tefsir edilmiştir. Çünkü ahd, bağ gibi amaçlanan yere giderken kişiden korkuyu gidermektedir. (Mefatihu`l-Gayb, 8/162).

Müfessirlerin cumhuruna göre buradaki “habl” kelimesinden kasdedilenin Kur`an`ı Kerim`dir. Bu görüşlerine delil olarak da şu hadisi şerifleri zikrederler:

1-Zeyd bin. Erkam`dan gelen bir rivayete göre, Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, şöyle buyurdu: “Dikkat edin, ben sizin aranızda iki ağır yük bırakıyorum. Bunların biri Allah`ın kitâbdır. O, Allah`ın (size uzanan) ipidir. Her kim ona tabi olur, ona tutunursa doğru yolda olur, kim de onu terk ederse dalâlette olur.” (Müslim)

2- Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, Kur`an hakkında şöyle buyurdu: “Bu kitap hablullahtır, (onun size uzanan sağlam ipidir), bu kitap nurdur ve faydalı bir şifadır. Kendisine yapışanı korur; ona uyanı kurtuluşa götürür...” (Darımi)

3-Başka bir rivâyette de Kur`an`ı Kerim`in Allah`ın ipi olduğu vurgulanarak şöyle denilmektedir: “Allah`ın kitabı (Kur`an), gökten yere uzatılmış bir iptir, yani hablullahtır.” (Ahmed bin Hanbel) Zemahşeri, ayetin anlamını, “Allah`a güveninizde ve O`ndan yardım isteğinizde bir olunuz, ayrılıp dağılmayınız veya Allah`ın kullarına olan ahdine sarılmada bir olunuz ki, bu ahd iman ve taattir” şeklinde tefsir eder. (Keşşaf, I, 191)

Üstad Mevdudi de hablullah`ı, Allah tarafından belirlenen bir hayat tarzı olarak ele almakta ve onun sayesinde insanların Allah`la olan ilişkilerinin sağlam olacağını ve aynı zamanda onları birbirine bağlayacağını açıklamaktadır (Tefhim`ul-Kur`an, I, 218)

Bütün bu açıklamalardan açıkça anlaşılmaktadır ki, “hablullah”tan kasıt evvelemirde Kur`an ve onun, teklif ettiği dindir, İslam`dır. İnsanlar ancak Kur`an`a ve İslam`a sımsıkı sarıldıkları takdirde parçalanıp ayrılmaktan uzak durabilirler.

Dar bir yolda, bir patikada yürüyen kimsenin her an ayağının kaymasından korkulur. Ama o kişi, iki tarafı sabitleştirilmiş bir ipe (bağa) tutunarak yürürse korkusuzca yoluna devam eder. İşte aynı şekilde Hakk`ın yolu da çok ince bir yoldur. Birçokları o yolda yürürken kayabilir, rotadan çıkabilirler. Ama sağlam bir bağa tutunarak gidiyorsa salim bir şekilde yoluna devam eder.

İşte bu yolu paylaşanlar hakiki yoldaş olur, kardeş olurlar. Bu kardeşliğin temel kuralı iman ve takvadır. Bu duyguyla bir araya gelenler kardeştir ve kurtulmayı hak etmişlerdir. Başka düşünceler başka hedefler veya çeşitli cahiliyye iplerinden birinin etrafında toplanmak değil, sadece ve sadece Allah`ın ipine yani kelâmına, metoduna ve dinine sarılanlar ancak ateş çukurlarına yani küfrün tuzaklarına düşmekten kurtulabilirler.

Allah`ın ipine sarılmaktan kaynaklanan bu kardeşlik, yüce Allah`ın ilk müslüman cemaate bahşettiği bir nimetidir. Yüce Allah, bu ihsanını her zaman sevdiği kullarına bahşeder. İlk Müslümanlara bu nimetini hatırlatarak cahiliyye döneminden kalma düşmanlıklardan nasıl onları kurtardıysa bu gün de kim buna sımsıkı yapışırsa onları da sahili selamete kavuşturup muradına erdirir.