• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Kur/an-ı Kerim`de kumara “meysir” denilmektedir. “Meysir”, kolaylık anlamındaki “yûsr” kökünden gelir. Demek ki, kolaylıkla mal çarpmak veya çarptırmak, yürütmek kumardır. Daha açık bir ifadeyle nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan muhtemel bir şeye bağlı kalarak mal vermek veya almak hakeza kumardır. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis de kumardır.

Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe, atalete sürükleyen, çalışma gücünü yok edip insanlar arasına kin ve düşmanlık tohumlarını saçan haksız bir kazanç yoludur. Fert ve toplum hayatında unutulmaz ve onarılmaz yaralar açan oyunların her türlüsü İslam dininde haram kılınmıştır.

Bu konuda Kur`an-ı Kerim`de şöyle buyrulur.

“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları idarecilere vermeyin.” (Bakara, 188)

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret hali müstesna, mallarınızı, bâtıl ile aranızda yemeyin.” (Nisâ, 29)

“Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları ancak şeytan işlerinden birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah`ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister.” (Maide, 90, 91)

Ayet-i kerime, içki ile kumarı bir arada zikretmiştir. Zira yasak ve günah olması bakımından içki ile kumar arasında hiç bir fark yoktur. İkisi de ifsat nedeni ve şeytanın işlerinden birer pislik! Allah`u Teâlâ, her ikisini de aynı ayeti kerimeyle haram kılmıştır.

Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız yere başkasının malını almak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar, toplumsal bir felâkettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pek çok aileyi sefil hale düşürdüğü, perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada sağlıklarını, servetlerini ve insanlıklarını bırakarak ayrılırlar. Bir gün kazanırlar başka bir gün kaybederler.

Bu güne kadar kumarda kazanılan paradan kimse fayda görmemiştir. Kumar meşru bir kazanç yolu değildir. Kumarda kaybedilen parada çoluk çocuğun, fakir fukaranın, garip gurabanın hakkı vardır. Kumar yaygınlaştıkça toplumsal zararlar artar, çalışmanın yerini tembellik alır. Kumar beraberinde içki, yalancılık, hırs, kin, intikam, cinayet gibi kötülükleri de getirir.

Kumar aile hayatında düzensizliklere, anlaşmazlıklara, ihmallere sebep olur. Kumar yüzünden, dinini, namusunu, vatanını satan, her türlü kutsal değeri ayaklar altına alan insanların sayısı gittikçe artar. Toplum düzeni bozulur, barışın yerini savaşlar alır.

Bazı zavallılar piyango biletini alırken, “Eğer bana bir şans çıkarsa onunla cami yaptıracağım, Kur`an kursu öğrencilerini okutacağım.” diyerek kendine masum mazeretler bulmaya çalışırlar. Kimse kendini kandırmasın kumar şeytanın işi pisliktir. Pis suyla abdest alınmaz.

Bütün şans oyunları başlangıçta eğlenmek ve vakit geçirmek için oynanır. Kazanan, kazandıkça kazanma zevki ve hırsı daha da artar. Kaybeden de kaybettikçe, kayıplarını geri almak için yine oynar. Sonunda kumarbaz oluverir. Her şeyini kumarda kaybeden, nesi varsa satıp kumara yatıran, bütün ömrü sefalet içinde geçen, karısını ve çocuklarını mahveden kumarbazların, başlangıçta kumara bir eğlence gözüyle baktıkları unutulmamalıdır.

Sosyal bir afet olan kumardan sakınmak kadar çevremizdeki insanları özellikle aile fertlerimizi de bundan korumak önemli bir görevdir. Kur`an`ı Kerim`de aile bireylerinin zararlı kötü işlerden sakındırılıp, Allah`ın ve Resulünün istediği bir hayat tarzı için eğitilmesi görevi başta aile reislerine verilmektedir: “Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun.” (Tahrim, 6)

Ne yazık ki toplumun düzeninden, huzur ve güveninden sorumlu olan devlet, içki ve kumarın bu zararlarını bildiği halde bugüne kadar bir türlü buna köklü bir çözüm getiremedi. Halkı Müslüman olan bir devlette içkinin tekel vasıtasıyla üretilip dağıtılması ve milli piyangoyu sektör haline getirmesi son derece düşündürücü bir hadisedir. Devletçe kutlanan yılbaşı etkinlikleri milli rezalet, piyango da milli kumardır. Bir devlet kendi halkıyla kumar oynayamaz! Oynamamalıdır.