• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Diğer zamanlardan farklı olarak, güzel kültürlerimizden biri de kuşkusuz Ramazan ayına has iftar kültürümüzdür:

İftar: fıtrattan gelen bir kelimedir. Fıtır sadakası da öyle, o da fıtratın zekâtıdır. Oruçlu olanlar için İftar vaktinin girmesiyle gün boyu yasaklanmış olan fıtri şeyler, tekrar mubah oluyor, yani hayat yeniden normal akışına dönüyor.

İftarda acele etmek yani Akşam Vakti girer girmez oruçlu kişinin iftarını açması müstahap bir sünnettir. Bununla ilgili birçok hadisi şerif vardır: kutsi bir hadiste Allah (cc), şöyle buyurur: "bana kullarımın en sevgilisi, iftarını açmakta acele edendir." (kutsi hadis)

"insanlar iftarını acele açtıkları müddetçe hayırdan ayrılmazlar. İnsanlar iftarda acele ettikçe din hâkim olmaya devam eder. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar onu tehir ederek dini zorlaştırdılar, (insanlara nefret ettirdiler.)" (Ebu Davut)

Sahabe'den Ebu Atiye diyor ki: ben ve Mesruk Hz. Aişe'nin yanına vardık ve: "Ey müminlerin annesi! Resulüllah'ın ashabından iki kişi vardır ki, hayırdan geri kalmıyorlar; biri iftarını açma ve namaza başlamada acele davranıyor; diğeri de bu ikisini tehir ediyor" dedik. Hz. Aişe: "onlardan acele eden kim ve tehir eden kimdir?" dedi. Biz: "acele eden İbni Mesud, tehir eden de Ebu Musa'dır" dedik. Hz. Aişe, "İbni Mesud doğrusunu yapıyor, buyurdu."  (Tirmizi ve Nesei)

Bu hadisi şerifler, iftar vaktinin girmesiyle oruçlu kişinin iftarını açmakta acele davranmasının sünnet olduğunu öğretiyor. Tıpkı vaktin girmesiyle namazı vaktin evvelinde kılınması gibi! Bu her iki sünnetin gerçekleşmesi (vaktin evvelinde hem namazını kılmak hem de iftarını açmak) için, hurma veya su gibi hafif bir şeyle iftarını açıp namazını kıldıktan sonra asıl iftar yemeğini yemek gerekir. Bu hususla ilgili Enes'ten (ra), gelen bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır:

"Resulüllah sallellahu aleyhi vesellem iftar vakti girince namaz kılmadan önce birkaç hurmayla veya birkaç yudum suyla iftarını açardı." (Ebu Davut, Tirmizi)

İftar duası: Sabır ve tahammülün azaldığı bir anda duaya zaman ayırmak çok önemlidir. İşte bu vakitlerden biri de iftar saatidir. Bununla ilgili Resulüllah sallellahu aleyhi vesellemden varit olmuş birçok dua çeşitleri vardır. İşte bunlardan bazıları:

"Resulüllah sallellahu aleyhi vesellem, iftarını açtığı zaman şöyle derdi: "Allaha hamdolsun ki; susuzluk gitti, damarlar ıslandı ve ecir hâsıl oldu." (Ebu Davut, Nesei)

"Bismillah! Allah'ım! Senin için oruç tuttum, senin rızkınla iftarımı açtım, artık günahlarımı bağışla." (Ebu Davut, Taberani)

Abdullah Bin Zübeyir de şöyle demiştir: Allah'ın peygamberi, Sad Bin Ubade'nin yanında iftarını açtı ve şöyle buyurdu: "Yanınızda oruçlular iftarlarını açtı, insanların en iyileri yemeğinizi yedi ve melekler üzerinize dua etti." (İbni Mace)

Oruçlu birine iftar açtırmanın fazileti: Zeyd Bin Halid'den rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle denilmektedir: "kim bir oruçlunun iftarını açarsa, o oruçlunun ecrinden bir şey eksik olmaksızın ona da aynı derecede ecir vardır." (Tirmizi, Ahmet)

Hadisi şerifte, oruçlu birinin iftarını açtırmanın fazileti teşvik edilirken fakir-zengin ayrımı söz konusu değildir.  Zira oruçta zengin de fakir gibi aynı açlığı yaşamaktadır. Burada maksat manevi mükâfatın yanı sıra aç insanların halini anlamaktır. Her işin kıymeti kendi zamanında daha iyi anlaşıldığı gibi, aç insanların halini anlamak da oruçluyken daha iyi anlaşılır.