CUMHURİYET DÖNEMİ MEDRESELERİN DURUMU
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Cumhuriyet döneminde "ilelebet yaşayacak" dedikleri Kemalizm'in ilke ve inkılapları, hayata geçirilmeden kısa bir süre sonran patır patır dökülmeye başladı. Kaldırmaya, yok etmeye çalıştıkları medrese gibi asli ve köklü değerler ise, mecra değiştirerek bir şekilde varlığını sürdürmeye devam etti.
Çünkü getirilen şeyler yapay, asılsız, köksüz ve temelsizdi. Kaldırılmak, yok edilmek istenen şeyler ise asil ve gerçekti. Yapaylar zamanla eridi, yok olamaya mahkûm oldu, olacak; asil olanlar ise, bir müddet zayıfladı, sonra tekrar ayağa kalktı, parladı ve gitgide parlamaya devam ediyor.
Uğruna nice kelle alınan, nice katliamlar gerçekleştirilen "şapka kanunu", unutuldu gitti. En koyu Kemalistler bile şapka takmaktan vazgeçtiler. Merhum Ecevit'in bir kasketi vardı bazen takar, bazen çıkarırdı. Demirel'in de bir lengeri vardı, bazen takar bazen de yanında taşırdı. Hatırlıyorum bir defasında kaybolmuştu korumalarıyla beraber arıyor bulamıyorlardı. Kimi gazeteciler de "Demirel şapkasız kaldı" deyip takılmışlardı.
Tekke ve zaviyeler fiiliyatta hiç kapatılmadı. Tarikatlar eskisinden çok daha faal çalışıyor. Ağalık, beylik ve şeyhlik meclise taşındı. Seçimlerde parlamentoya seçilen üyelerin önemli bir kısmı daima şeyhlerden ve beylerden oluşur. Parti liderleri dahi kazanmak için mutlaka sırtını tarikatlara, cemaatlere dayamak zorundalar.
Medreselere gelince; Cumhuriyetin ilk yıllarında Medrese kültürünü tamamen ortadan kaldırmak için Harf inkılabını yaparak bir kültür linçine giriştiler. Haşin bir şekilde medreseleri bastırdılar, âlimleri astılar, kütüphaneleri yaktılar, yıktılar, ama yok edemediler, zihinlerden silemediler. Müslüman halk, bu kadim kültürün kayb olmaması için medreseyi kırsala çekmek zorunda kaldı.
Elbette uzun bir süre medrese faaliyetleri sekteye uğradı, çünkü akıl almaz sindirme politikaları, çekilmez hale gelen jandarma baskınları, âlimlerin ve talebelerin aşağılanması ve korkutulması uzun bir süre medrese tedrisatını engelledi, ama kaldıramadı, zayıf düşürüldü ama yok edilmedi, edilemedi.
Bütün tehlikelere rağmen kırsalda, mağaralarda, hanlarda, samanlıklarda ve tren vagonlarında medrese tedrisine devam edildi. Çünkü halkın nazarında medrese kültürünün yok edilmesi, dinin kaybolması demekti. Bu da gösterdi ki, bu halk canını verir, malını verir, köylerini ve kasabalarını verir; ama medreselerini vermez, vermedi/veremezdi.
Bu kadim kültürü yok edemeyeceğini anlayan Kemalist rejim ise, alternatif olarak imam hatip okullarını açtı, akademiler, enstitüler ve ilahiyatları açtı. Bunlar da temelsiz ve ruhsuz oldukları için halkı tatmin etmedi. Bu okullarda yetişenleri kimse âlim yerine koymadı/görmedi. Ve kalp huzuru içinde bunların arkasında namaz kılmadı. Özellikle Kürdistan'da halk devletin gönderdiği imamlardan ayrı olarak kendilerine ücretli imam tutarak bu ihtiyacını gidermeye çalıştı.
Bu baskıcı ve ırkçı uygulama Müslüman millete psikolojik bir işkenceydi. Diyanet İşleri Başkan-lığı'nın kuruluşu bile dini laik devletin kontrolünde tutma amacına yönelikti. Çok garip ve tuhaf bir uygulamaydı. Laik sistem, Müslüman halkın dinine sınır koyacak ve şekil verecekti. Müslüman halka namaz kıldıracak imamlar, sistemin okullarında sistemin istediği formatta yetişecekti.
Gerçi Diyanet İşleri Başkanlığı, kurulduğu günden beri doğru dürüst devletin tekeline girmedi. Görevlendirdiği imam, hatip ve müezzinleri imam hatiplilerden daha çok medreselerden ve kuran kurslarından seçti. Bugün dahi İlahiyatlarda biraz iş becerebilen ilmi kariyer yapan birileri varsa mutlaka bir şekilde yolu medreseden geçmiştir. Çünkü ilahiyatlar, ilimden ziyade felsefe; İslam'dan ziyade eski/batıl dinleri öğretmektedir.
Sonuç olarak bütün bu gerçekler ispatladı ki, medreseler kapatılmadı/kapatılamadı. Kemalistler kapatamadı, başkaları da kapatamaz. Çünkü medrese Müslüman halkın malıdır. Uğuruna her şeyini feda edeceği peygamberi kültür mirasıdır. O yüzden Müslümanlar fırsat buldukça medreselerine sahip çıkıyor, destekliyor ve daha modern daha donanımlı mereseler inşa ederek Müslüman halkımıza dini hizmetler sunuyor. Allah medreselerimizi daim, Seydalarımızı kaim eylesin.