• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Belediyecilik halka hizmet işidir. İster büyükşehir olsun, ister il, ilçe ya da belde olsun fark etmez, belediyecilik çok zor bir iştir. Her babayiğidin harcı değildir. Ancak bugünlerde canhıraş bir yarış var ki sormayın.. 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için tüm partiler belirledikleri adayları vasıtasıyla vaatlerini açıklıyor. Kulağa hoş gelenler de var, uçuk kaçık vaatler de..

Belediyecilik yükü altına girmek isteyenlerin gerçekten halka hizmet için mi yoksa para, şan, şöhret ve imkânlara kavuşmak için mi olduğunu anlamanın kolay bir yolu var aslında. Bir önceki dönemin kazanan partisi ve başkanına bakılır, hizmet yapıp yapmadığıyla anlaşılabilir.

Halkın, kendisine hizmet etmesi için seçtiği Belediye başkanı, seçim sonrası oy aldığı halkı unutup hizmet etmiyorsa velev ki yıllarca oy verdiği parti bile olsa halk bir daha aynı yanlışa düşmemelidir. “Mü’min aynı delikten iki defa ısırılmaz” (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63) hadisi, bizim için güzel bir nasihattir.  Ama eğer oy verdiği başkan sözünde durmuşsa sırf değişiklik olsun diye de başka bir adayı denemeye gerek yok.

Şu ana kadar Türkiye’de belediyelere dair aklımızda kalan; Belediyenin imkanlarını ‘Çukurlara’ gömenler mi dersiniz.. ‘Her şey çok güzel olacak’ diyerek kandıranlar mı dersiniz.. Heykel dikmeyi hizmet bilip, halkın kendine verdiği gücü halk için kullanmayıp halkın inancı İslam’a savaş açanlar mı dersiniz.. Mental yorgunluğun geçmiş zor günlerini unutturduğu, Ramazan konserleri adı altında İslam’a düşman sözde sanatçılar eliyle toplumu ifsat edecek kadar ne yaptığını bilmeyenler mi dersiniz.. Ya da belediyeleri yolsuzluğun, adam kayırmacılığın aparat kurumu olarak kullananlar mı dersiniz?

İster iktidar cenahı olsun ister muhalefet cenahı.. Cumhuriyetin geldiği 100. yılında bir tane örnek belediye gösterebilir misiniz? Borcu olmayan, kasası dolu olan.. Sosyal, kültürel, ekonomik anlamda kurumun menfaatinden önce halkın menfaatini önceleyen.. Yolsuzluğa bulaşmamış, adam kayırmamış, ihaleye fesat karıştırmamış.. Ya da geldiği gibi bir önceki dönem işe alınanları çıkarmamış, icraatları iptal etmemiş ve dahi israf etmemiş bir belediye başkanı var mıdır? Gerçekten çok merak ediyorum..

Elbette istisna vardır ancak Türkiye sınırları içerisinde sürekli yapıcı, yenilikçi, inşa ve ihya ederek dünya standartlarını yakalayan hatta aşan bir belediyeciliğe rastladınız mı? Ben rastlamadım..

Mesela deprem kuşağı ülkemizde önü alınamayan yüksek katlı dikey beton yapılaşmalar çok konuşuldu ama hani bunu tersine çevirecek bir babayiğit.. Çarpık kentleşmeler yerine insan hayatını önceleyen depreme dayanıklı yatay mimaride, hatta tüm şehir iş merkezleri hariç, iki katlı müstakil ev projeleri yapılabilir, desteklenebilir. Ama avuçlarını ovuşturan rantçılar ne olacak, değil mi?.

Mesela 85 milyon nüfuslu ülkemizin boşalarak 5 milyona düşen ihtiyar nüfuslu köylerimizde tarım ve hayvancılığı tekrar canlandıracak şekilde projeler geliştirilebilir. Köylerin kalkınması sadece merkezi hükümetle olacak iş değil, belediyeler de etkin olmalı.

Belediyeler bir kazanç kapısı değildir. Topladığı parayı kurumunu zenginleştirmek ya da birilerine peşkeş çekme yeri hiç değil. Belediyeler, merkezi yönetimden aldıkları paralar ve halktan topladıklarıyla yine halka yol, su, kanalizasyon, park, çevre düzenlemesi gibi mecburi hizmetleri zaten yapmak zorunda. Asıl önemli olan, belediyeler geçmişten bu yana ezber yürüttükleri standart hizmetlerin dışına çıkmalı. Yapılacak hizmetler konusunda Asya ve Avrupa ülkeleri gezilerek belediyecilik dünya standartlarına taşınabilir. Plan projeler beş yıllık değil, yüz yıllık yapılmalıdır.

Yani sosyal yardım adı altında fakirlere verdiği üç beş kuruşun adı halka hizmet için yeterli değil. Belediyeler geçimini yapamayan mağdurlara balık yemesini değil, tutmasını da öğretecek. Her belediyenin bünyesinde sahada karşılığı olan ve iş garantili meslek edindirme kursları olmalı. Belediyelerin öncülüğünde merkezi yönetimle ortak bir çalışmayla evi olmayan her vatandaşın ev sahibi olması sağlanmalı.

Tabi mesele sadece maddiyat da değil. Belediyelerin yapacağı en güzel hizmetlerden biri de inancımız İslam’ın öğretilerini, kültür ve geleneğimizi çocuklara, gençlere, insanımıza öğretecek kültür merkezlerini açmak ve hakkıyla işletmek olmalı. Örnekler çoğaltılabilir. Verdiğim örnekler bir an düşünüp yazdığım misallerdir, derin bir tefekkürle faydalı yüzlerce hizmet listelenip icra edilebilir. Yani anlayacağınız başkanlar güvenilir, adil ve hür olmalı ki; yönettikleri belediyeler halkın ortak kooperatifleri haline gelip, halka kazandırsın…