• DOLAR 34.655
  • EURO 36.33
  • ALTIN 2926.411
  • ...

Savaşlar ordular arasında olur. Askerler karşılıklı çatışarak, çarpışarak zafer elde etmeye çalışırlar. Saldıran ya da savunma yapanın haklılık iddiası, savaşçıların ise bir onuru olur. Tarihte yapılan savaşlar ve olaylarda savaşçılar sürekli bu kıstas üzere mücadele vermişlerdir. Ancak istisna olanlar var ki tarihe kalemle değil kanla, zulümle yazılmıştır. Tıpkı bugün siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik yaptığı vahşiliğin kanla yazıldığı gibi…

Bu yazımızda Gazze’ye yönelik dikkat çeken olaylar ve tespitleri maddeler halinde dikkatinize sunmaya çalışacağım..

- Kassam’ın 7 Ekim’de siyonist işgalcilere yaptığı askeri operasyona karşılık siyonist terör rejimi iki aydan fazla bir zamandır doğru düzgün Kassam Tugayları ile savaşmıyor; çocuklara, kadınlara kısacası sivillere saldırarak katlediyor. Kassam’ın ise hedefi siviller değil, bizzat Gazze’ye giren siyonist işgal askerleri ve tankları. Uçakları, tankları olmasa da ellerindeki hafif silahlar ve kendi üretimleri Yasin füzeleriyle temiz bir savaş veriyor, meşru bir müdafaa yapıyorlar. Siyonist rejim sayıları gizlese de birçoğu üst düzey olmak üzere yüzlerce askerini ve tankını kaybetmiş durumda.

- HAMAS’ın esir değişimi kapsamında teslim ettiği esirlerin daha sonra yaptıkları açıklamalarda Kassam’ın kendilerini öldüreceğinden değil, siyonist rejimlerinin kendilerini öldüreceğinden korktuklarını ifade ettiler. Nitekim terörist rejimin bizzat havadan bombalayarak öldürdüğü 60’tan fazla kendi esiri var ki bunlar, hayatta kalanlar kadar şanslı değildi. İşgalci israil, daha bir tane esirini kurtarma operasyonu yaparak kurtarabilmiş değil. İki üç gün önce Siyonist rejim askerlerinin sözde bir kurtarma girişimi yaptığı ancak hem Kassam’ın elinde olan esir Sa'ar Barukh adlı askerlerini öldürerek hem de saldırı ekibinden ölü ve yaralıları olmak üzere geri çekilmek zorunda kaldıkları ortaya çıktı. Esirler zaten umurlarında değil. Aynı zamanda sahada savaşacak askeri kalbe, kalıba ve motivasyona da sahip değiller. Ancak ne var ki son model teknolojik öldürücü silahlara sahipler!

- İşgalci rejim bir aydan fazla bir zaman önce havadan on binlerce ton kimyasalla bombaladığı Gazze’ye tanklarla birlikte buldozerleri de soktu. Peki neden buldozerler? Savaş meydanında hafriyatla uğraşmakta neyin nesi? Açıklayalım: Bir taraftan havadan bombaladığı yerlerin ayakta kalan yapılarını tanklarla bu kez ikinci kez yerle bir ettikten sonra buldozerlerle dümdüz ederek paçavra bayrağını asarak metre metre ilhak çalışması yapıyor! Yani mesele HAMAS’ın 7 Ekim operasyonu değil. Mesele 75 yıldır süren işgalle Filistin topraklarını Filistin halkından arındırarak siyonizm ideallerine göre şekillendirmektir!

- İşgal rejiminin siyonist zihniyetini yaşatanların, insanlık tarihinin en vahşi yaratıkları oldukları ispatlanmış durumda. Doğudan batıya tüm dünya halkları bu durumu teyit ediyor. Ancak unutulmamalıdır ki bu vahşi siyonist güruhu maddi, askeri ve politik anlamda destekleyerek “kendini savunma hakkı vardır” veya siyonist rejimin “sivilleri öldürdüğüne dair bir kanıt bulamadık”larını açıklayan ABD’nin yaptığı, siyonist teröristlerin Gazze’de bebekleri katletmelerinden eksik bir davranış değildir. Gazze soykırımının uygulayıcı katilleri siyonist teröristler, azmettiricisi ise ABD’dir. Kameralar karşısında vicdandan yoksun bir yüzsüzlükle yaptıkları açıklamalarla kimseyi inandıramazken uluslararası hukuka göre hareket ediyormuş gibi sergiledikleri politikalar ve söylemler, ayakta tutmaya çalıştıkları şer düzenlerini kurtaramayacak. Çünkü başta kendi halkı olmak üzere tüm dünya halkları uyandı. Bugün Filistin’de yaşanan soykırıma tepki olarak Müslüman halklardan daha fazla meydanlarda protesto edenler, siyonist lobilerin tesiri altında olan hükümetlerinin tehditlerine rağmen batılı halklar olmuştur.

- Siyoniste dost, HAMAS’a düşman bir hain olan Mahmud Abbas'ın danışmanı Mahmud El Habbaş, bir açıklamasında şöyle demiş; "Filistin’in temsilcisi biziz. Kim konuşmak istiyorsa bize gelmeli."

Gazze halkı soykırıma uğrarken gıkı çıkmayan Habaş!.. Amerika’ya gönderdiğiniz sözde Dışişleri Bakanı’nız, yapılan toplantıda neden tek bir söz söyleyemiyor? Dur biz söyleyelim: Toplantıyı izleyen gazetecilerin sorup edindiği bilgiye göre bel bağladığınız siyonistin hamisi ABD, Dışişleri Bakanı’nıza açıklama yapmamak üzere vize vermiş! ABD’nin ‘Kalk’ dediğinde kalktığı, ‘Otur’ dediğinde oturduğu, ‘Konuş’ dediğinde konuştuğu kişiliksizlerden Filistin’e temsilci mi olurmuş? Filistin’in temsilcileri, Gazze’de on binlerce Filistinliyi vahşice katleden siyonist israile kök söktüren HAMAS ve İslami Cihad’a bağlı mücahidlerdir.

- Gazze halkının haklı davası, vatanına bağlılığı, direnişe desteği, zorluklara karşı sabrı, şehadete susamışlığı ve Allah’a tevekkülü, gayrimüslim halkların hidayetine vesile oluyor. ABD önderliğindeki batının destek verdiği siyonist terörist israili dize getiren bir avuç mücahid ise; sahabe hayatının günümüz versiyonunu ortaya koyarak Müslüman halkların uyanışına, siyonist israilin yıkılışına, batının tahakkümünün son bulmasına vesile olacak inşallah. Toprakların işgalini bitirecek, insanların zulmen katledilişine son verecek, yeryüzünü ihya ve inşa ederek barışı getirecek tek ve geçerli din olan İslam’ın adalet güneşinin doğacağı günler yakındır inşallah…