Aksa Tufanı ve 2027 Müjdesi…
Hani ümmetin suskunluğunu Allah’a şikayet eden Şeyh Ahmed Yasin vardı ya; her yanı felçli olan ve bu durumuna rağmen siyonist işgalcilerin füzeleriyle şehid edilen… Ve İslam ümmeti ile tüm insanlığın bu vahşi saldırıya da sessiz kaldığı…
İşte o şehid lider, 1999’da El Cezire televizyonunun kendisiyle yaptığı bir röportajda siyonist rejimin yıkılışı için 2027 yılını işaret ediyordu. “Zulüm ve gasp üzere kurulan rejimlerin kaderi yıkılmaktır“ diyordu Şeyh Yasin… Bu tespitini de Kur’an Azimüşşan’a dayandırıyordu.
7 Ekim’de HAMAS’ın askeri kanadı el-Kassam tugaylarının başlattığı ‘Aksa Tufanı’, zaferin yakın olduğunun muştusu oldu.
Çünkü o yenilmez dedikleri korkak siyonist ordunun ne kadar çaresiz olduğunu tüm dünya ölçeğinde ortaya koydu direniş hareketleri. Haşa her şeyden haberi olduğunu iddia ettikleri istihbarat örgütleri MOSSAD ve Şinbet’in, böylesine devasa bir operasyon duyumunu alamaması ve altı saat kadar müdahale yetisini kaybetmiş olması, siyonist istihbaratın uluslararası alanda prestijini sıfıra indirdi.
Aksa Tufanı operasyonunun siyonist ordu ve istihbarata rağmen önlenemeyişi, siyonist gaspçı sözde halkı çok korkutmuş olmalı ki; 7 Ekim’den bu yana işgal topraklarından ikinci vatandaşlığa sahip oldukları ülkelere kaçanların sayısının 500 bini bulduğu belirtiliyor.
En önemlisi de Aksa Tufanı 15. gününe girmesine rağmen HAMAS’a karşı karadan bir harekat başlatamamış olması; siyonist işgal ordusunun ne denli korktuğunu, Gazze’ye girip çıkamama endişesini kanıtlamış görünüyor. İşgal askerlerinin moralleri sıfır.. Psikolojileri yerle yeksan durumda.. Siyonist rejim, askerinin moral motivasyon bulması için sınırda konser ve eğlence partileri düzenliyor.
HAMAS’ın çoğunluğu Kur’an hafızı kırk bin erine karşılık işgal rejimi, 110 bin kapasiteli ordusunu, çağırdığı yedek askerlerle ‘dört yüz bin’e çıkarmasına rağmen yüz yüze bir harbe girmeye cesaret edemiyor.
Siyonist rejimin demir kubbe diye adlandırdığı hava savunma sistemine rağmen Kassam’ın her attığı füzeyle çalan alarm sonrası sığınaklara doluşarak gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi korkan işgalci gaspçılara karşılık.. Kendi topraklarında kafalarının üzerinden eksik olmayan uçak ve helikopterlerden atılan füzelerle yerle bir edilen evleri ve parçalanan bedenlerine rağmen şehadet parmaklarını havaya kaldırıp ‘Hasbunallah ve Ni’mel Vekil’ deyip başı dik yürüyen şehadete aşık bir Gazze halkı var. Ve hiçbiri açlığa, susuzluğa, yokluğa ve ölüme rağmen toprağını terk etmiyor.
İşgalcinin şu ana kadar karadan giremediği Gazze’yi havadan bombalayarak en vahşi katliamlarını gerçekleştirip soykırım yaparak güçlü olduğu imajını vermeye çalışsa da bu hamlesi onun güçlü olduğunu değil, insanlığın düşmanı terörist bir oluşum olduğunu tüm insanlığın hafızasına kazımış durumda.
Önder olduğu halkına zalime karşı durmayı öğreten, ‘Ya zafer ya şehadet’ diyerek kanıyla ispatlayan Şehid lider Şeyh Ahmed Yasin’in şu cümlesiyle bitirelim; ‘Yolumuz zorluklarla doludur. Sabır ve fedakarlıklar gerekecektir. Ancak gelecek bizimdir inşallah…’