• DOLAR 32.973
  • EURO 35.314
  • ALTIN 2466.963
  • ...

Hemen her gün şehid haberlerini duyduğumuz Filistin diyarında yine bir çocuğa kıydılar.. Daha 15 yaşında, adı Mustafa Sapah… Bir diğer şehid, siyonist teröristler tarafından bıçaklanarak katledilen 33 yaşında Filistinli genç bir kız… Siyonist yerleşimciler tarafından katledilen 45 yaşındaki Fevaz Abdüllatif de sözde faili meçhul cinayete kurban giden, ekmeğini kazanmaya çalışan sıradan bir Filistinli..

Siyonistlerin işgal ettiği bu kadim İslam diyarı Filistin’de bu toprakların sahibi bu halka reva gördükleri; ölüm, sürgün, esaret ve her türlü zulüm…

Onların da bir hayatı, aileleri ve hayalleri vardı. Ancak hayallerinden öte Kudüs, Mescid-i Aksa gibi büyük bir davaya sahiptiler.

Her sabah, tüm Filistin topraklarının özgürleşmesi umuduyla uyanıyor, mücadele ediyor ve her gün şehidler veriyorlar. Ölümler, bu özgürlüğe susamış onurlu halkı davalarından geri döndürmüyor.

Bu yılın başından bu yana 19'u çocuk olmak üzere 104 kardeşimiz işgalci siyonist Yahudilerce şehid edildi.

İşgalci yerleşimci Siyonistler veya askerler, en ufak bir ihlalde ya da keyfi olarak öne sürdükleri bahanelerle Filistinlilere kadın çocuk ayırımı yapmadan direk öldürücü hamlelerle ateş açmakta ve cinayetlerine cinayet katmaktan geri durmamaktalar.

Çünkü bir ceza alma durumları yok. Siyonist rejim, Filistin topraklarında bir tek Filistinli kalmayıncaya kadar her türlü katliam ve zulmü yapmak üzere insanlık dışı uygulamaları politika halinde resmi ya da gayri resmi uygulamaktan çekinmiyor.

Bu çocukların, insanlıktan nasibini almamış siyonistlerce katledilmesine daha ne kadar seyirci kalacağız!

ABD'nin arka çıktığı bu terörist oluşumu kim durduracak!

Uluslararası çatışmalar ve insan hakları ihlallerinin olduğu durumlara müdahale etmesi gereken Birleşmiş Milletler, daha ne zamana kadar üç maymunu oynayacak?

İslam İşbirliği Teşkilatı, ne zaman gerçekten Müslüman ülkeleri savunabilecek birliğe kavuşacak ve müdahale yetkinliği kazanacak?

Avrupa Birliği ülkelerinin vicdan sahibi halkları, siyonist lobilerin güdümünde çalışan yöneticilerini ne zaman devre dışı bırakarak zulme karşı ses verebilecek?

Türkiye Cumhuriyeti, daha ne zamana kadar batılı ülkelerin ‘Ne derler’ endişesiyle siyonist barbarlığa sadece kınamalarla göz yumacak?  Ne zaman tam bağımsız hareket ederek gerekirse ABD’nin siyonist rejimi fiili desteklediği gibi Filistin’i fiili olarak destekleyebilecek?

Geçmiş yıllarda BM, AB hatta ABD bile siyonist rejimin yaptığı ihlaller karşısında göstermelik açıklamalarla sözde tepki gösteriyordu. Ancak gelinen aşamada ne BM’den ne AB’den hiçbir etkili kınama veya yaptırım kararı bile çıkmıyor maalesef.

Siyonist işgalcinin işlediği cinayetler o kadar sıradanlaşmış ki geçmişte desteğini gizli yapan ABD bile artık siyonistin barbarlıklarının sözde bir devlet refleksi, HAMAS’ın meşru müdafaasını ise “Terörist”çe! bir yaklaşım olarak değerlendirerek açıktan siyonist rejime destek çıkıyor.

Maalesef İslam ülkelerinin Filistin’e fiili destek konusunda esameleri okunmuyor. Siyonist rejim, sözde normalleşme projesiyle markaja aldığı Müslüman ülkelerin cılız kınamalarla rutin vicdani sorumluluklarını yerine getirme görevini yerine getirerek göstermelik tepkilerini şimdilik anlayışla karşılıyor.

Ama gün gelir, her geçen gün sıradanlaştırdığı cinayetlerini artıran terörist rejim, bu cüretkarlığını kendisiyle normalleşen ülkeler üzerinde de tahakküme dönüştürecektir. Çünkü Siyonist zihniyetin Nil’den Fırat’a ‘Büyük Ortadoğu projesi’ Filistin topraklarıyla sınırlı değil.

Bu nedenle Siyonist rejim sadece Filistinlilere bela olmuş bir toplum değil. Siyonist projeyi adeta bir kukla gibi işleten İngiliz aklı, Amerikan gücü, yani haçlı-siyonist birlikteliğiyle yürüyen bir süreç var ki; bu da İslam alemine karşı açık-gizli, yürütülen büyük bir savaş demek.

Bu savaş Irak’ta, Afganistan’da yaşandı. Suriye, Somali, Pakistan, Libya, Sudan, Keşmir ve daha birçok Müslüman coğrafyada ise Müslümanların birlik olmalarını önleyecek şekilde geliştirilen Din, Mezhep, Irk ve çeşitli siyasi sorunlar paralelinde kaotik süreçlerle işletiliyor.

Müstemleke görülen ‘Eski Türkiye’yi geride bırakan yeni yüzyıl Türkiye’si ise 15 Temmuz darbesini bertaraf etmekle önemli bir eşiği atladı, yeni bir sayfa açtı. Eğer ki 14 Mayıs seçimlerinde, batı-siyon ortaklı ülkeleri üzen bir sonuç çıkarsa başta Filistin olmak üzere tüm İslam beldelerinin selameti için yeni bir umut ışığı belirebilir.