2. Balfour mu? Yeni bir Sykes-Picot mu?
Amaçları Filistin davasını bitirmek ama nafile, Filistin davası bitmez. Her gün üç beş Filistinli kardeşimizi katletse de, yıksa da evlerimizi Kudüs’te, Ramallah’ta, Batı Yaka’da, bombalar yağdırsa da Gazze’de çocuklarımızın üzerine yine de bitiremez yıkamaz bizi siyonist işgalci. Çünkü biz İslam ümmeti olarak bölük pörçük de olsak, bizi bize düşman gösteren şer güçlerin desiselerine rağmen ortak paydamızdır Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin davası. Allah’ın (cc) ayette bereketlendirdiğini belirttiği o İslam toprakları, efendimizin miraca çıktığı mukaddes mekana sahip çıkmayacağız da ne yapacağız.
Tabi bunu iyi bilen siyonist evanjelist üst akıl ne yapıyor; hemen devreye taşeronlarını koyuyor. Bizden gibi görünen ama bizden olmayan ve ihanetlerini artık açıktan yapmaktan çekinmeyen körfez Arap ülkeleri; BAE, Bahreyn, Suudi eliyle son vuruşunu yapıyor.
1917 Balfour deklarasyonuyla gasp etmeye başladıkları Filistin topraklarında yaptıkları işgal ve katliamların üzerinden geçen yüzyılın adı ve tamamlayıcısıdır “Yüzyıllık anlaşma”. Adeta ikinci bir Balfour deklarasyonu olan “Yüzyıllık anlaşma” aynı zamanda Filistin, Suriye, Irak, Mısır, İran ve hatta Türkiye’yi de kapsayabilecek yeni bir Sykes-Picot Anlaşması olarak da görülebilir.
1948’den bu yana Filistin topraklarında yapılan Yahudileştirme faaliyetleri, tutuklama ve katliam verilerinin özetini 2019 yılının ilk yarısında ortaya çıkan sonuç özetliyor…
Filistin Esirleri Merkezi’nin verilerine göre işgal güçleri bu yılın ilk altı ayında 2600 Filistinliyi alıkoymuş. Bu esirlerden 410’u 18 yaşından küçük Filistinli çocuk, 70’i ise kadınlardan oluşuyor. Filistin Araştırma Merkezi’nin verilerine göre sadece Haziran ayında 2800 Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemiş. “Filistinli Şehit Aileleri Ulusal Birliği” verilerine göre ise, 2019 yılının ilk yarısında 84 Filistinli, işgal güçlerince şehit edilmiş durumda. Bu şehidlerden 8’i kadın 19’u çocuk…
Siyonist üst akıl, Filistin davasını Gazze’ye bomba yağdırarak, ekinleri ifsat ederek, Mescid-i Aksa’yı, Filistin topraklarını Yahudileştirerek, Filistin halkını sürgün ederek bitiremeyeceğini anlayınca sinsi planı devreye koymuş durumda. Bu plana göre sözde iki devletli bir çözüm öneriliyor ama ağza bal çalınan anlaşma, Filistin’i tümden yok sayma ve işgalciyi ise tüm dünyanın meşru kabul edeceği bir devlet statüsü kazandırmanın uğraşısı peşinde.
Siyonistlerin sözde “Yüzyıllık anlaşma” için ortaya koydukları çaba, yıllardan bu yana sözde aracı gibi görünen Amerika’nın aslında israilin en direk garantörü olduğunu ve ihanetlerini gizliden sürdüren körfez ülkelerinin de işgalci israilin menfaatlerini önceleyecek kadar siyonistlere hizmetkarlıkta kusur etmediklerini açığa çıkarmıştır.
Dolayısıyla önümüzdeki aylar; siyonistlerin 72 yıldır adım adım işgal ederek elde ettikleri yüzde 85 Filistin topraklarının kalan yüzde 15’lik kısmı için artık sabredemeyeceklerini ve ne olursa olsun sözde bu “Yüzyıllık anlaşma”yı hayata geçirmek için büyük bir uğraşı vereceklerini gösteriyor.
Bu minvalde başta Filistin’imiz olmak üzere Mısır’dan Suriye’ye, Arakan’dan Keşmir’e, Afganistan’dan Irak’a, Somali’den Güney Afrika’ya, Bangladeş’ten Doğu Türkistan’a ve daha birçok İslam beldemize kadar yapılan işgal, sömürü ve katliamları tek tek izliyoruz gözyaşları içerisinde. Ama emin olun ki hepsini not ediyoruz. Özellikle Amerika’nın işgalci israile sınırsız desteğini, Irak ve Afganistan’daki katliamları ve İslam ülkelerine yönelik operasyonlarını not ediyoruz.
Şeyh Ahmed Yasin’le birlikte öncesi ve sonrasındaki tüm şehidleri katleden siyonist çete rejimi israili, meşru cumhurbaşkanı Mursi’yi katleden kalleş Sisi Cuntasını, Abdülkadir Molla’yı darağacına süren zihniyeti, seküler zihniyetli batılı emperyalist şer güçlerin cürümlerini tek tek not ediyoruz. Bir gün gelecek yapılan tüm cürümlerin hesabı sorulacak.