Yahu Nereye (S)akladınız Kırmızı Çizginizi
HÜDA PAR’ı yazacaktım, yazamadım. Hastaneyi basan Yahudi çete hamile kadınları kocalarına, gözlerini kapatırlarsa öldürmekle tehdit edip gözleri önünde tecavüz edip öldürmüşler. Ey devletim! Yahudi Siyonist çete daha ne yapsa kırmızıçizginizi ihlal etmiş olur deyin hele! Kırmızıçizginiz nerenizde? Daha ne yapsın istiyorsunuz mesela? Wallahi hayal gücümü zorladım daha ötesini bulamadım. Siz bulun da biz de “daha kırmızıçizginiz ihlal edilmemiş” deyip susalım.
Gazze’nin %80'ini yıktılar kırmızıçizgi yok. %80'ini sürdüler kırmızıçizgi görünmedi. Çoğu kadın çocuk her gün düzenli 250 sivil öldürüyorlar kırmızıçizginiz belirmedi! Cesetlerin üzerinden tankları geçiriyorlar bir kızarıklık ve kırmızılık oluşmadı yüzünüzde. Hastane, okul, cami, kilise, BM merkezleri, toplanma kampları, Kızılay, ambulans ve doktorları düzenli ve bile isteye vuruyorlar kırmızı çizginizin yanından bile geçemediler. Gün geçmiyor ki bir haham, papaz, asker veya siyasetçileri çıkıp “bu topraklar bizim, bebekler de yarının teröristi ve öldürülmeli” demesin. Bu defa kızılca kıymet kopacak diyorum. Aksine gemiler dolusu kızılca domatesler yolluyoruz kırmızı çizgilerimizi ima etme adına. Tabii kırmızı domatesten mesajımızı alıp çok korkuyorlar!
Elin gavur liderleri “biz buraya Yahudi olarak geldik kıpırdayanı alnından vururuz” diyerek tabancalarını çekmişken bizim liderlik damarımızda tık yok tık. İçinde kırmızı kan akmıyor gibi. Zira kırmızıçizgimize henüz ulaşamadılar. Öyle kolay değil kırmızıçizgimize ulaşıp ihlal etmek. O çok mahrem ve müstesna bir yerde.
İki milyon insan aç sefil sokakta yaşıyor ve 16 kilometrekarelik bir zindana tıkılmışlar. Şeref ve onurlarıyla oynamak için havadan üç beş sandık yiyecek atıp arkasından göğe bakıp koşuşturanlardan 300-500 biçareyi havadan oracıkta öldürüyorlar. Akan kanları dışında kırmızıdan eser yok bizimkilerde. Yolda yürüyen sivilleri düzenli ve sürekli olarak zevkine ve kahkahalar eşliğinde öldürüyorlar. Üstelik görüntülerini de kendileri servis ediyor yer ve yolların dümdüz olup çizgi-mizginin kalmadığı Gazze’de. Tık yok tık!!! Nerdeyse kırmızı rengi yasaklayacaklar memlekette hatırlanmasın diye. Kırmızısından vazgeçtim sarısı bile yok. Yeşile sabitlemişler kahrolasıcalar. Yolgeçen hanı olmuş.
Çifte vatandaşlı Yahudiler gidip Gazzeliyi öldürüp geri dönüyorlar. Başların kuma gömülü olduğu sahillerde çizilen her çizgiyi hafif bir yel bozmaya yetiyor. “Bari yol verin biz gidelim” diyorsunuz. Bozguncusunuz diyorlar. Faraza bir sinagog bombalanacak olsun- ki asla olmasın- görün siz başımıza ne geleceğini.
İnsanlar kedi köpek yemeye başladı. Açlıktan ölmüş kemik görüntüleri geliyor. Gazze’yi biz besliyoruz diyorlar. Üstüne “biz tel gönderdik onlar diken yapıyor” diyecek kadar onları kırmızıçizgimizden uzak tutuyorlar.
Nerenizde kırmızıçizginiz? Wallahi söyleyecek olsanız aynı gün bir ayıyı terbiye edercesine Siyonist çete o çizginizi tarumar eder biliyorsunuz. Bir tek kırmızıçizginiz var; kırmızıçizginizin olmadığının söylenmesi. Zaten pankart açanlar derdest edilmeye başlandı bile.
Of ki nasıl of! İmtihanım ağır benim. Beslediğim büyük muhabbetin bedelini ödüyorum. İsmet Özel ne demişti: “Allah insanı iddiasından vurur.”