• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Ne Bedrin Aslanları ne Kerbela’nın Yarenleri ne de Çanakkale’nin Kahramanları… Yeryüzünde başkaca örneği olmasa gerek. Akif yaşasaydı “Bedrin Aslanları”nı mutlaka yeniden yazardı. Edipler, şairler, hatipler nasıl resmederler bilmiyorum. Hangi hüner nasıl tarihe kayıt geçecek inanın insanlık ta bilmiyor. Bire bin değil; bir tarafta silahsız, savunmasız, azıksız, ekmeksiz, susuz, desteksiz bir avuç insan diğer tarafta tankı, topu, uçağı ve son modern silahlarıyla tüm dünya…

On yıllardır havadan, karadan, denizden muhasara altında Gazze. 45 gündür aralıksız her biri koca binayı yerle bir eden bombalar yağıyor tepelerine. On binlerce kadın ve çocuk paramparça oldu. Kadınlar çocuklarının parçalarını çöplerde aramaya başladılar. Sokakta toplanamayan cesetleri köpekler yemeye başladı. Hastane, cami, kilise dahil sığınacak güvenli bir tek yer kalmadı.

İstisnalar hariç Müslüman olmayan ülkelerin tamamı Siyonist çeteye alenen ve fiilen yardım ediyor. İstisnalar hariç Müslüman ülkelerin tamamı onları terörist kabul ediyor. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve Türk Devletleri Teşkilatın’da bunu resmileştirdiler. İstisnalar hariç Müslüman halkların tamamı ayakta. İstisnalar hariç Müslüman olmayan halkların da vicdanı kanıyor.

İşte bütün bu ahval ve şerait içinde, kucağında çocuğunun paramparça cesediyle “Allah bize yeter o ne güzel vekildir” diyen babaların Gazze’si… Eşini ve çocuklarının tamamını kaybetmişken “Yarabbi başka kimsem yok, benden kabul buyur” diyen annelerin Gazze’si… Uyuşturmadan ameliyat edilirken acısını Kur’an okuyarak bastıran 10 yaşındaki çocukların Gazze’si… Evinin enkazının kenarında kendisine uzatılan mikrofona “Savaş bu haliyle bitmesin; biz kazanana kadar devam etsin” diyen küçük kız çocuklarının Gazze’si… Ve cesaret, kahramanlık ve maharetleriyle cûş u hurûşa geldiğimiz HAMAS mücahitlerinin Gazze’si…

Bomba, enkaz, ceset, çocuk, kan, koşma, koşuşturma, yetişme, haykırma, ağlama, direnme… Hepsinin kesintisiz ve tek sahnede gözünüze iliştiği Gazze…Ne desem bilmiyorum? Öyle görünüyor ki melekler de yere inip huzura çıkmaktan bitap düşmüşlerdir. Çocukların ve kadınların aralıksız parçalanan cesetlerini söylüyorlardır. Ve her seferinde Allah kendilerine “Ben sizin bilmediğinizi bilirim”(2/30) diyordur. Ve ben bizim ve meleklerin bilmediği o şeyden o kadar korkuyorum ki… Gazze için her sonuç zaferdir elbet ancak bize ne getirir çok endişeliyim.

Elbette duadan infaka kadar; miting ve yürüyüşlerden sosyal medya dahil sosyal ve kültürel faaliyetlere kadar Filistin için yapılan her şey ama her şey çok ama çok değerlidir ve büyütülerek devam ettirilmelidir. Ancak daha önce de demiştim tüm bunlar; HAMASet Gazze’yi kurtarmaya yetmeyecektir. Devletlerin caydırıcı fiili kararlarına ihtiyaç vardır. Elbette Allah Kadir-i Mutlak’tır ancak sünnetullah yeryüzünün değişmez kaidesidir. Herkes ebabillere, yarılacak denize, helak edecek tufana veya sağır edip öldürecek sese havale etmiş Gazze’yi. Onlar Allah’ın yardımını fazlasıyla hak etmişler elbet. Ama eğer onlara mucize yetişirse bize de gazap yetişir kimsenin şüphesi olmasın.

Batılı halkların uyanışı da süreci değiştirmeyecektir. Zira başsız ve örgütsüz bir sokak eylemidir ve akıllarını çelmek kolaydır. Manipüle edip dağıtmak şeytanın dostu Batı için sıradan olacaktır.

Ve Gazze’nin büyük bölümü şu an düşman kontrolüne geçti. Geri kalanının da geçmesi an meselesi. Direniş belki bir iki ay daha sürer o kadar. Gazze’yi boşaltacaklar da. Planları bir bir işliyor. Eğer müdahale edilmezse Gazze düşecek. Sonra? Sonra sıra Batı Yaka ve Lübnan’da. Arkasından Suriye, Ürdün, Irak…

Son bir kez daha söylemeli ki bütün enerjimizi Başta Türkiye olmak üzere yönetimlerimize mutlaka ama mutlaka Siyonist çeteyi durduracak kararlar aldırtmaya harcamalıyız. Onları biz seçtik ve yakalarına yapışmak hakkımızdır elbet. Aksi halde yarın çok geç olur. Belki bugün bile geçtir.