Siz Ne Büyük Mucizeymişsiniz Be Filistin
Eli kolu, gözü kulağı bağlı olduğu halde Siyonist aygırı bir hamlede yere seren mucize adamların ellerinden, ayaklarından, pazılarından ve yüreklerinden öpüyorum. İmanı zayıfların ve imansızların kalbinde yenilmez, yıkılmaz, güç yettirilmez gibi yer edinen Siyonist çetenin kartondan kaplan olduğunu ispatlayan Filistinli aklın, cesaretin ve imanın önünde saygı ve hayranlıkla eğiliyorum.
Dostu düşmanı, haini iki yüzlüyü, satılığı uşağı, köleyi efendiyi; faşisti, kapitalisti, komünisti bir hamlede tüm çıplaklığıyla ortaya çıkaran Filistinli kahramanlar bu hizmetlerinden ötürü yedi nesle kadar canı gönülden minnettarım.
Amerika’nın, İngiltere’nin ve girmeye can attığımız avanesi Avrupa’nın kara ve vahşi yüzünü hiçbir şüpheye; amaya, fakata, lakine mahal bırakmadan orta yere seren Filistinlilere hayranlığımın en safi olanını ilan ediyorum. Küfrün tek millet olduğunu en yalın haliyle ispatlayan Filistinlilerin Allah ile rabıtalarını içten içe kıskanmanın ikilemi içinde gıpta ediyorum.
Kendi korkaklıklarını ve zilletlerini örtmek için İran’ın desteğini şeytanlaştıran şeytanları sahnenin orta yerinde yalnız bırakan Filistinliler; bu şeytanları taşlama fırsatı verdiğiniz için malım, canım, kanım size helal olsun.
Bir tek hamle ile Müslüman halkları ayağa kaldırıp vahdete en az Hüseyin kadar hizmet eden kahramanlar; mucizenizin adı Kassam olsa gerek.
Batı’nın demokrasisinin, insan hakları hikayelerinin, hümanizminin, laikliğinin “gözü kapalı kadının adalet terazisinin”, ilminin, felsefesinin aslında içimize salınan “Haçlı Sefiri” olduğunu gösterip foyalarını bir tek hamlede döktürdünüz ey Filistinliler. Deyin hele siz Musa’nın dizlerinin dibinde ne vakit diz çöküp sihirleri iptal ettiniz. Oysa biz yüzyıldır uğraşır dururduk da her seferinde yılanlarına yenilir yutulurduk. Bu maskelerden kurtardığınız için çocuklarım Muhammed, Abdusselam, Hüseyin, Sare ve Esra size hasseten şükranlarını iletmemi istediler.
İslam aleminin yöneticilerinin hain, diktatör, korkak ve uşak olduğunu yine yana yakıla haykırıyorduk da sesimizi “yanı başımıza” duyuramıyorduk. Sizin bir tek hamlede hepsini bir şüpheye mahal bırakmadan gün yüzüne çıkarmanıza kurban olmayayım da ne olayım.
Konuşmaktan ve meydanda bağırmaktan başkaca numarası olmadığımızı bir kez daha bize gösteren Filistin; kahramanlık sizin şanınız, zillet bizim adımız olsun.
Karanlık odalarda ne kadar sahtekar varsa, lambanın düğmesine dokunarak hepsini açık ettiniz ey mucizenin çocukları; acziyetimle birlikte izanınızı başıma koyup taç ediyorum. Hakeza ilmiyle amil, şehrin orta yerinde ışık saçan safı net ve berrak müstesna alim ve önderlerimizin cübbesinden, sarığından ve kıravatından öpüyorum.
Ve ey Hüseyin’i kıskandıran aç, susuz ve kimsesiz bırakılmış Filistinli çocuk, utancımı hangi yer saklar ve hangi gök örter söyler misin?
Ve ey bombalarla kolu bir yerde, bacağı başka yerde aranan; gövdesi kayıp başı uzuvsuz kalan çocuk, halen ölümlerinize “savaş” diyen kalbi kurumuş analistlerin(!) dili de kalemi de nesli de kurusun. Tüküreyim bize sattığınız aklınıza, fikrinize, vicdanınıza.