• DOLAR 34.423
  • EURO 36.333
  • ALTIN 2843.91
  • ...

HAMAS ve Fetih, 12 Ekim Perşembe günü Kahire'de Filistin'deki 11 yıllık bölünmüşlük haline son veren Uzlaşı Anlaşmasını imzaladı.

HAMAS`ın ortaya çıkması, güçlenmesi ve 25 Ocak 2006`daki seçimlerden birinci çıkmasını Siyonistler ve diğer batılı ülkeler gibi El Fetih de kabul etmedi ve sindiremedi. El Fetih, HAMAS`ın hükümeti birlikte kuralım teklifini reddedince HAMAS tek başına hükümeti kurmak zorunda kaldı.  Kurulan bu meşru hükümet, Siyonistler ve tüm batılı ülkeler tarafından tanınmayarak ekonomik ve siyasi linçe tabi tutuldu.

Siyonistlerin ve Batı`nın desteğini arkasına alan el Fetih, Dahlan gibi satılmış adamlarıyla HAMAS`a karşı her türlü düşmanlık ve hainliği yapmaktan çekinmedi.  İşi HAMAS`lıları kaçırma, lider düzeyindeki şahıslara suikast düzenlemeye kadar vardırdı. HAMAS`ın tüm iyi niyet çağrılarına, İsmail Heniyye`nin uzlaşı hükümeti kurulması için başbakanlığı bırakmasına rağmen düşmanca olan bu tutum değişmedi.

HAMAS, mecburen Dahlan`a karşı askeri güce başvurdu. 14 Haziran 2007`de Gazze`den el Fetih`i tamamen tasfiye etti. Dahlan, son anda kaçarak kurtuldu ama hainliklerine devam etti.  Mahmut Abbas, HAMAS hükümetini feshetti. Batı Şeria`daki HAMAS hükûmetinin kontrolündeki binalara el koydu.  Bazı bakanlar dâhil yetkililer ve çalışanlar gözaltına alındı. Taraflar arasında çıkan çatışmalarda yüzden fazla kişi hayatını kaybetti. Böylece Filistin fiili olarak ikiye bölündü.

HAMAS kontrolündeki Gazze ve Fetih kontrolündeki Batı Şeria…

Batılı ülkeler Filistin`in tek temsilcisi olarak el Fetih`i görmeye devam etti. Tüm yardımlar El Fetih`e aktarıldı. Gazze ve HAMAS, çok acımasız bir kuşatma ve ambargoya tabi tutuldu.  Bu da yetmezmiş gibi 2009 yılında Siyonistler Gazze`ye karşı havadan ve karadan çok acımasız bir saldırı başlattı. Furkan Savaşı olarak isimlendirilen bu savaştan Allah`ın yardımı, direnişin fedakârlığıyla Siyonistler geri çekilmek zorunda kaldı. Ama kuşatma ve ambargo daha da sıklaştırıldı.

Birlik içerisinde siyonizme karşı durması ve mücadele etmesi gereken Filistin halkının ikiye bölünmesi, kıt olan enerji ve imkânlarının birbirleriyle heba edilmesi Filistin ve HAMAS için kabul edilebilir bir durum değildi. Bunu aşmak için birçok taviz ve görüşmeye rağmen Mahmut Abbas birliğe yanaşmadı. Bazı görüşmeler sonucunda anlaşma sağlansa da Siyonistlerin tehditleri sonucu bundan vazgeçildi.

On bir yıl sonra bölünmüşlüğe son veren bu antlaşma Filistinli tüm çevrelerce sevinç ve heyecanla karşılandı.

Anlaşmanın imzalanmasından sonra İsmail Heniyye`nin ‘HAMAS, krizde olduğu için değil doğruluğuna inandığı için uzlaşıya gitti. HAMAS'ın baskılara boyun eğerek veya güçsüz olduğu için uzlaşıyı kabul ettiğini zanneden yanılır. HAMAS, Filistin davasına kurulan büyük komployu görüp derinlemesine bir değerlendirme yaptıktan sonra uzlaşıya karar verdi. Uzlaşı, sadece Gazze Şeridi'yle sınırlı değil, bilakis Batı Yaka'yı ve tüm Filistin bölgelerini kapsamaktadır.`  açıklamasıyla anlaşmanın mantığını özetlemektedir. 

Bu antlaşmayla HAMAS, Gazze`ye sıkışmışlıktan ve ekonomik ambargodan bir nebze de olsa kurtulacak. Hem kendisi hem Gazze nefes alacak.

Mısır`ın arabulucu olmasıyla Refah Sınır Kapısının açık olması sağlanacak.

Hiçbir çalışma yapamadığı, seçimlerdeki adaylarının tutuklandığı Batı Yaka`da daha rahat çalışma imkânı bulacak.

Tüm enerji ve gücünü esas düşman olan siyonizme karşı kullanacak… Bütün bunlar önündeki fırsatlar.

Riskler ise; direniş ve direnişin sahip olduğu silah, sığınak, asker, silah depoları ve karargâhlarının kontrol ve idaresi kimde olacak?

El fetih ve Abbas`a ne kadar güvenebilecek, Abbas, Siyonistlerin baskısına karşı ne kadar direnebilecek? Siyonistlerle olacak bir savaşta tavrı ne olacak?

Siyonist devleti tanıma konusu ve daha önce yapılan antlaşmaların akıbeti ne olacak?

Temenni ve umudumuz: Büyük fırsat ve riskleri içerisinde barındıran bu anlaşmanın direnişi daha da güçlendirmesi ve Kudüs`ün özgürlüğüne giden yolu açmasıdır.