• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Amerika`nın yeni başkanı Trump, seçim vaatleri arasında ABD büyükelçiliğini Tel Aviv`den Kudüs`e taşıyacağını ilan etmişti.  Trump seçilince de siyonist israil, bu vaadin yerine getirileceğini varsayarak alınabilecek önlemleri konuşmak için toplantı üzerine toplantı yapmaya başladı.

Öncelikli olarak Trump`ın bu vaadi, sonuçları hesaplanmış bir vaad değildir. Bir başkan ve siyasetçiden ziyade bir şovmeni andıran Trump, seçimlerde Yahudi lobisinin desteğini almak için vaadlerin en uçuğunu en üst perdeden sarf etti.

Siyonist israil, Kudüs`ü kendi başkenti ilan etmek, Kudüs ve Mescid-i Aksa`yı tamamen işgal etmek için yıllardır her türlü yola başvuruyor. Bir oldubittiyle işgal edemeyeceğini ve olabilecek tehlikeli sonuçları bildiğinden dolayı olaya korkakça yaklaşmaktadır. Sinsi, gizli, tedrici bir şekilde ele geçirmenin altyapısını hazırlamaktadır.

Yıllardan beri arkeolojik kazı adı altında Mescid-i Aksa`nın altını oymaktadır. Ki bazı bölgelerde göçükler yaşanmaktadır. Kudüs`ün demografik yapısıyla oynamakta ha bire yeni Yahudi yerleşim yerleri inşa etmektedir.

Mescid-i Aksa`yı, Müslümanların korumasından mahrum bırakmak için yakındaki esnafları ve oturanları buradan göçe zorlamakta. Biliyor ki etrafta oturan, esnaf, ziyaretçi, öğrenci ve diğer Müslümanların tümü, Aksa`nın doğal koruyucu ve muhafızlarıdır. Bir işgal girişiminde Aksa için canlarını feda etmekten çekinmeyeceklerdir. Müslüman nüfusun göçünü de doğal ve tabii yollardan tutun baskı işgal ve tutuklamalara varıncaya kadar devam ettirmektedir. Civardaki Müslüman esnafın iş yapmaması, müşteri gelmemesi için elinden geleni yapmaktadır. İşleri iyi gitmeyen, ekonomik olarak kendini ayakta tutamayan esnaf da doğal olarak işyerini kapatıp başka bölgelere gitmek zorunda kalacaktır.

Bir oldubittiyle ansızın evler işgal edilmektedir.  Kudüs`te hassaten Mescid-i Aksa`nın yakınında oturan Müslüman aileler, hiçbir zaman evlerinden ayrılamıyorlar. Bir misafirliğe, başka bir yere gitmek zorunda kaldıklarında muhakkak ailenin birkaç ferdini evde nöbetçi bırakmak zorunda kalıyorlar. Evlerini tamamen boş bıraktıklarında geriye döndüklerinde evlerinin başka Yahudi aileler tarafından işgal edilmiş olarak görebiliyorlar.

İsrail, Mescid-i Aksa`yı tek başına işgalden çekindiğinden Amerika gibi güçleri yanına alarak bunu yapmaya çalışmaktadır. Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs`e taşınması basit bir yer değiştirmek değildir. Bu taşınmayı başka elçiliklerin taşınması ve diğer adımlar izleyecek.  Yıllardan beri yapılmaya çalışılan Kudüs`ün işgalinin meşrulaştırılmasıdır. Bunun çok vahim ve tehlikeli sonuçları olacaktır. Trump, ister şov için olsun, isterse gerçek manada elçiliğin taşınmasının sözünü vermiş olduğu için olsun fark etmez. Eğer bu adımı atarsa tüm Müslümanlara ve İslam`a savaş açmış olacaktır.  Ümmet ve İslami direniş bu adıma seyirci kalmaz, kalamaz. Siyonizm bilsin ki kendince almış olduğu en üst düzeyde güvenlik önlemleri dahi direnişi durduramadı ve durduramayacaktır. Direnişin elinde tank, top,  uçak, patlayıcı olmasına gerek yoktur. Direnişin elinde bir taş, bir sopa, bir bıçak, bir kamyon, bir araba; siyonizme karşı en acımasız silaha dönüşebilir. Allah Teâla`nın bize bildirdiği gibi dünyaya en çok düşkün ve ölümden en çok korkan Yahudilerdir. Ve unutmasınlar karşılarında korkak, ölümden korkanlar değil, Kudüs ve Aksa için ölüme seve seve gidecek yiğitler vardır.