Dokko Umarovun şehadeti ve Çeçenlerin yalnızlığı
Türkiye, yerel seçimler ve hükümet-paralel yapı arasındaki savaş ile uğraşırken Çeçenistan bir yiğit evladını daha şehit verdi. Çeçenistan cumhurbaşkanı ve liderleri Dokko Umarov şehit edildi. Tıpkı selefleri Cevher Dudayev, Aslan Maşadov ve Abdulhalim Sadullayev gibi…
Dokko Umarov, mimarlık fakültesi mezunu ve Rusya`da maddi refah ve konfor içinde yaşamakta iken Çeçenistan özgürlük savaşının başlamasıyla dünyayı elinin tersiyle iterek savaşmak için ülkesine döndü. Özel birliklerde komutanlık yaparak başarılı operasyonlara imza attı. Birinci Çeçen-Rus Savaşındaki cesaret ve fedakârlıklarından dolayı Şehid Cevher Dudayev tarafından Halk Kahramanı madalyası ile ödüllendirildi. Maşadov`un şehit edilmesiyle yerine geçen Abdulhalim Sadullayev`in yardımcısı oldu. Sadullayev`in de 2006`da şehit edilmesiyle Çeçenistan kanunları gereği Çeçenistan cumhurbaşkanı ve özgürlük mücadelesinin lideri oldu. 20 yıl boyunca kâh dağlarda kâh sığınaklarda kâh ormanlık alanlarda zor şartlar altında fiili olarak Ruslara karşı cihat etti. Rusya ve işbirlikçi Kadirov, kendisine defalarca suikast girişiminde bulundu. Yüzlerce çatışma ve operasyona katıldı. Birkaç kez yaralandı ve bir saldırıda çenesi parçalandı. 1. Çeçen savaşında kardeşi Musa, 2. savaşta da diğer kardeşi İsa şehit edildi. 2005 yılında Rus FSB ajanları tarafından kaçırılan babasının akıbeti hakkında halen bir haber alınabilmiş değil.
Rusya ve işbirlikçileri Kadirov, Çeçen mücadelesini bitirmek ve mücahitlerin savaşma azmini kırmak için defalarca diğer Çeçen liderler gibi Dokko Umarov`a suikast düzenlediler ve şehit ettiklerini açıkladılar. Ama Çeçen kaynaklarınca bu haberler yalanlanarak Umarov`un yeni görüntü ve açıklamaları basına verildi. İki ay önce de bu türden haberler basına yansımıştı. Çeçen kaynaklar bu haberi de teyit etmemiş ve Umarov`un hayatta olduğunu açıklamışlardı, ta ki iki gün öncesine kadar. Çeçen kayaklardan yapılan en son açıklamayla Umarov`un Ruslarla girdiği çatışmada şehit olduğu doğrulandı.
Çeçenler, ümmetin mazlum, mağdur aynı zamanda kahraman mücahit evlatlarıdır. Asırlardır Rus zulmüne ve emperyalizmine karşı kahramanca savaştılar ve bu uğurda en azizlerini feda etmekten çekinmediler. Çeçenistan`da, Dağıstan`da, Kafkaslar `da Ruslara karşı savaşıyor olsalar da Kudüs için, Filistin için, Afganistan ve ümmetin onuru ve izzeti için savaştıklarının farkındaydılar. ‘Biz burada savaşsak bile gönlümüz Kudüs`ledir` şiarıyla Ruslara karşı yıllardır savaşıyorlar. Ama maalesef ümmet bu yiğit evlatlarına karşı gereken ilgiyi göstermedi, yardım çağrılarına kör ve sağır, uzatılan yardım ellerini havada bıraktı. İçine düştükleri bölünmüşlük ve ihtilaf, ekonomik, dünyevi çıkar ve menfaatlerinden dolayı bu kahraman insanlara gereken destek verilmedi. Tarihte Ruslara kan kusturan Kafkas kartalı Şeyh Şamil`e Osmanlı`nın gereken desteği vermediği gibi. Ki Şeyh Şamil esaret yıllarında geldiği İstanbul`da Sultan Abdülaziz tarafından ‘Babam, mezardan kalksaydı ancak bu kadar sevinirdim` iltifatıyla karşılanır, gemiden inerken sultan ona elini uzatır. Şeyh Şamil, ‘Bu yardım elinin bize uzatılmasını yıllarca bekledik` diyerek yardım çağrılarının karşılıksız kalmasını manidar bir şekilde ifade eder. Hâlbuki o dönemde Rus ve Osmanlı savaşları devam ediyor, Ruslar Osmanlı`dan toprak üstüne toprak koparıyor, bazen boğazlara kadar gelip dayanıyor ancak Avrupa`nın yardımıyla Rusları geri püskürtülebiliyordu.
Tarih tekerrür ediyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Çeçenler yalnız bırakılıyor. Rusya ile olan ekonomik ve siyasi ilişkiler bozulmasın diye Çeçen davası ötelendi ve unutulmaya terk edildi. Bununla kalınmadı, Rus zulmünden kaçıp gelen Çeçenlere dahi sahip çıkılmadı. İstanbul`da gündüz ortasında ve kameraların karşısında art arda şehit edilen Çeçen mücahitlerin katilleri halen bulunmadı veya bulunmak istenmedi. Bununlar kalınmadı kamuoyuna tatminkâr bir açıklama da yapılmadı. Bazı Çeçen mücahitler sınır dışı edilmeye çalışıldı veya Ruslara teslim edilmek istendi. Çeçen mültecilere iltica hakkı yıllardır verilmedi. Verilen sözler halen yerine getirilmedi.
Türkiye`nin güvenliği Artvin`den veya Iğdır`dan başlamaz. Türkiye ve ümmetin güvenliği Kafkaslardan, Dağıstan`dan başlar. Eğer Kafkaslar ve Çeçenistan Müslümanlarına gereken destek verilseydi Rusya bugün Kırım`ı kendine kolay kolay bağlamaz, Kırım`daki Müslümanlar bugün tedirginlik ve belirsizlik içerisinde olmazlardı.
Her fani ve mümin gibi Dokko Umarov`da üzerine düşeni yaparak Rabbinin huzuruna vardı. Allahu Teâlâ`ya verdiği akite bağlı kalarak şehit oldu. Allah şehadetini kabul etsin. Ümit ve temennimiz bu şehidimizin kanının bereketiyle Müslümanların uyanması, Çeçenistan ve tüm Kafkasların özgürlüğüne kavuşmasıdır. Allah bizlere şehitlerin yolundan gitmeyi nasip etsin.
Not: Dokko Umarov için bugün (Cuma günü) Cuma namazından sonra İstanbul Fatih Camisi ve Türkiye`nin değişik yerlerinde bu cinayet tel`in edilerek gıyabi cenaze namazı kılınacaktır. Tüm Müslüman kardeşlerimizin buna teşvik etmesini bekliyoruz.