• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

 

İslam, ilahi bir dindir ve kıyamete kadar baki kalacaktır.

İslam dininin zayıflaması ya da gerilemesi söz konusu değildir. Her daim azizdir.

İslam’a iman eden Müslümanlar ise zayıflar, geriler, siyasi ve farklı alanlarda buhran ve kaoslar yaşar. Askeri manada galibiyetler de mağlubiyetler de yaşar…

Müslümanların arasında Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselam yaşadığı ve onlarla birlikte savaştığı halde savaşlarda askeri yenilgi yaşamışlardır.
Uhud Savaşındaki ağır yenilginin hemen akabinde inen ‘Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz’ (Âl-i İmrân Suresi 139. Ayet) ayeti ‘üstünlük’ kavramına açıklık ve tanım getirmiştir.

Müslümanlar, askeri manada ağır yenilgiler alsa da imanlarını muhafaza ettikleri müddetçe ‘galiptir, üstün olandır.’

İslam dini hiçbir zaman kılıç zoru ve baskıyla büyümemiş, gelişmemiştir. Bu, düşmanların attığı iftiralardır. Tam aksine Müslümanlar ağır askeri ve siyasi yenilgiler aldıkları zamanlarda dahi insanlar fevç fevç İslam’ı kabul etmişlerdir.

Günümüzde Müslümanlar özellikle Filistin davası üzerinden ağır bir imtihandan geçmekteler. Askeri, ekonomik, siyasi buhranlar yaşamaktalar. Ama buna rağmen dünya genelinde en hızlı yayılan din İslam dinidir.

Bunun en somut örneği Aksa Tufanı’dır.

Aksa Tufanı, sadece bir askeri çatışma değildir. Gazze’deki insanların kadın ve çocuklarıyla birlikte topyekûn kararlılık ve fedakârlıkları insanlarda düşünce, tefekkür ve uyanışlara vesile olmaktadır.  Manevi etkileri sadece Arap ve İslam âlemini değil, bütün insanlığı etkilemektedir.

Gazze’deki Aksa Tufanı’nın başlangıcından itibaren dünya genelinde en fazla araştırılan din İslam’dır. Öyle ki Avrupa’daki İslami kurumlar artan Kur’an-ı Kerim talebini karşılayamamaktalar.

Bu alandaki istatistikler sağlıklı ve düzenli tutulmuyor, tutulanlar da bilinçli olarak basınla paylaşılmıyor. Buna rağmen basında bazı rakamlar telaffuz ediliyor.

Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin verilerine göre 7 Ekim 2023’ten 10 Ocak 2024’e kadar olan yaklaşık 3 aylık süre içinde sadece Fransa’da Müslüman olanların sayısı 17 bin…

Sadece gayri Müslimlerin İslam’la şereflenmeleri değil. Aynı zamanda ismen Müslüman olup da İslami bir yaşamları olmayanların da İslam’a sarılmalarına sebebiyet vermiştir ve vermektedir. Özellikle gençler arasında gözle görülür bir dindarlaşma ve değişime tanık olunmaktadır.

El-Cezire’de çıkan bazı hikâyeler bu durumu izah etmektedir.

-Hayfa'dan Selma: Selma daha önce hiç namaz kılmamıştı ama olaylardan sonra Allah'a yaklaşmak için güçlü bir istek hissetti. İnternetten namaz kılmayı araştırıp uygulamaya başladı ve bu da ona huzur verdi.

-  Siyaset bilimi araştırmacısı Nedim, materyalist düşünceye yatkındı ama direnişin kararlılığını gördükten sonra onları destekleyen ilahi bir gücün varlığını hissetti. Bu duygu onu inançlarını yeniden gözden geçirmeye ve dine yaklaşmaya sevk etti.

- Sanatçı Vefâ, bazı dini metinleri eleştiriyordu ancak olaylardan sonra Ahzab Suresi'nde milletin durumuna dair bir açıklama buldu. Bu keşif onun din anlayışını yeniden gözden geçirmesini ve din öğretilerine yakınlaşmasını sağladı…

Bunun gibi nice örnekler vardır ve inşallah olmaya devam edecektir.