• DOLAR 34.609
  • EURO 36.686
  • ALTIN 2900.864
  • ...

İslam devleti Medine’de sağlam temeller üzerine kurulmuş ve güçlenmiştir.

Buna paralel davet-tebliğ çalışmaları da birebir ve yüz yüze yapılmasının yanında farklı yol ve yöntemlere geçmiştir.

Hz. Peygamber, Ashabtan Hâris b. Umeyr (r.a)'ı Busra (Havran) Emiri Şurahbil b. Amr el-Gassânî'ye İslâm'a davet mektubunu sunmak üzere yollar.

Haris, Gassaniler tarafından şehit edilir.

Diplomatik dokunulmazlığa sahip olan Elçi’nin bu şekilde şehit edilmesi kabul edilebilecek bir durum değildir.

Peygamber Aleyhisselam, bu küstahça harekete karşın hemen 3000 kişilik bir ordu hazırlar.

Peygamber Aleyhisselam’ın savaşa gönderdiği bir orduda birden fazla komutanın ismini zikretmesi adedi değildi. Ama bu orduya sırasıyla birden fazla komutan atamıştır.

Ordunun kumandanı Zeyd b. Hârise’dir. Zeyd şehit düşerse Cafer b. Ebi Talib, o da şehid düşerse Abdullah b. Revâha, orduya komuta edecektir.

Adet ve usullere göre düşman önce İslâm'a davet edilecek, kabul etmez ve cizyeye de razı olmazsa İslâm elçisini öldüren bu cânilerle savaşılacaktı.

Ordu içerisinde Arapların dahi komutanı Halid b. Velid, bu savaşta sıradan bir neferdir. Rütbe, apolet ve yıldızları yoktur.

İslâm ordusu Medine'den çıkıp Mûte'ye ulaştığında karşılarında Bizans'ın desteğinde Hristiyan Araplardan oluşan 100.000 kişilik bir ordu ile karşılaşır.

Bu orantısız güç durumu Müslümanları endişeye sevk eder ve durumu görüşmek için istişare ederler.  

Üç görüş ortaya çıkar. Geri dönmek, Hz. Peygamber Aleyhisselama durumu iletmek için haberci yollamak ve savaşmak…

İstişare sonucu savaşma kararı çıkar.

Savaş başlar…

Komutan Zeyd şehit düşer. Yerine sancağı Cafer alır.

Ca'fer'in sağ eli kesilir, sancağı sol eline alır. Sol eli de kesilir, bu sefer kesik iki elinin kalan kısımlarıyla sancağı sıkıştırarak göğsü arasında tutar. Nihayet Cafer de şehit düşünce Sancağı Abdullah b. Revaha alır.

Abdullah, şiirler eşliğinde orduyu savaşmaya teşvik eder. O da şehit düşünce orduya komutanlık yapacak Peygamberin atadığı 4. bir komutan yoktur.

İşte orada Ashabın yüce ahlakı ortaya çıkar.

Hemen istişareyle orduda bir nefer olarak bulunan Halid b Velid’in orduya komuta etme kararı alınır.

Hâlid, kumandayı devralır ve sancağı eline alır. Akşama kadar savaşılır.

Sabahleyin Komutan Halid’in kurmay zekâsı kendini gösterir.

İslam ordusundaki sağ kanatta bulunan askerleri sol kanada, sol kanattakileri sağ kanada, arkadakileri öne ve öndekileri arkaya alarak yerlerinde değişiklik yapar.

Böylece düşmana yeni destek kuvvetleri geliyormuş izlenimini verirken bir yandan da İslâm ordusunu kesin hezimete uğramaktan ve bütünüyle kılıçtan geçirilmekten kurtarmak için yavaş yavaş geriye çekilir. Yani vuruşa vuruşa geri çekilir.

 

Savaşın gidişatını Medine’de Ashaba haber veren Peygamber Efendimiz, sıra ile kumandanların şehadetini anlattıktan sonra sıra Hâlid'e gelince "En sonunda sancağı Allah'ın kılıçlarından bir kılıç aldı" diye buyurmuş ve Halid'e "Seyfullah-Allah’ın Kılıcı" lakabını verir.

..

Bugün de Müslümanlar Siyonist işgal rejimi karşısında en yiğit komutan ve liderlerini şehit veriyorlar.

Düşman, en önde ve gözde olan komutanları şehit ederek Müslümanlara diz çöktürmeye ve hezimete uğratmaya çalışıyor.

Ama elhamdülillah, Mute Savaşında olduğu gibi giden her komutan ve yöneticinin yerine sancağı bir başka komutan, giden her neferin yerine başka mücahidler savaşmaya devam ediyor. 

Allah Teala, yıllardır direniş saflarında cihat eden azizleri şehadetle onurlandırırken, yeni Seyfullahları da ümmete bahşedecektir inşallah..