Selâhaddîn-i Eyyubî’den Gazze’ye
Kendi çağına damga vurmuş nice hükümdar ve şahsiyet vardır.
Bu şahsiyetlerin belli bir zaman sonra isimleri unutulmuş, o dönem ve o coğrafya konuşulduğunda belki isimleri anılmaktadır.
Bazı isimler vardır ki kendi zaman ve mekanlarını aşmış, günümüzde dahi isimleri ve mücadelesi hala canlı ve sürekli gündemdedir.
Şüphesiz bu isimlerden bir tanesi de Kudüs’ün ikinci fatihi Selâhaddîn-i Eyyûbî’dir.
Vefatının üzerinden 800 yıl geçmesine rağmen hala konuşuluyor, mücadelesi araştırma ve tezlere konu oluyor. Onun adına araştırma ve düşünce merkezleri kuruluyor, dost düşman onu ve stratejisini anlamaya ve istifade etmeye çalışıyor. Çocuklara hala onun ismi veriliyor, örnek ve rehber olarak kabul ediliyor.
Şehirler ve ülkeler onun adıyla anılıyor…
Kudüs, Şam, Halep, Musul, Erbil, Kahire, Sur, Trablus, Yafa, Askalan, Akka, Antakya, Diyarbakır, Hakkâri…
Mısır denince akla Hz. Yusuf ve onun selefi Selahaddin akla gelir.
Kahire’ye gidin, her tarafta onun eserleri görülür. Selahaddin Kalesi, bütün ihtişam ve heybetiyle adeta zamana meydan okumaktadır.
Bugün Gazze direnişinin en önemli noktalarından olan Şucaiyye, ismini Haçlılara karşı kahramanca mücadele eden Selâhaddîn’in komutanlarından Şucaiyeddin Osman El Kurdi’den almaktadır.
Bugün HAMAS ile siyonist işgal rejimi arasındaki müzakerelerde kilit konuma gelen Mısır ile Gazze Şeridi arasında Akdeniz kıyısından Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'na kadar uzanan birkaç yüz metre genişliğinde ve 14 kilometre uzunluğunda olan, Philadelfhia Koridoru olarak isimlendirilen bu koridorun esas ismi Selâhaddin Koridoru’dur.
Selâhaddîn’in davasına düşman olanlar, onun ismine de düşman oluyorlar.
Selahaddin’in inşa ettiği şehirleri, eserleri, isimleri silinirse coğrafyamızda geriye hiçbir şey kalmayacaktır.
Batı’da İslam Peygamberi Hz. Muhammed aleyhisselam’dan sonra en çok tanınan şahsiyetin Selâhaddîn olması bir tesadüf değildir.
Batı, Selâhaddin’i çok iyi tanımaktadır. İslam dünyasında unutulan isminin tekrar tanınması ve hatırlanması, ne yazık ki Batı dünyasındaki eserlerin okunması ve tercümesiyle gerçekleşmiştir.
Normal şartlarda bakıldığında Selâhaddin’den çok daha fazla toprak fethetmiş, daha büyük, daha geniş ve daha uzun süren imparatorluklar kurmuş şahsiyetler olmasına rağmen Selâhaddîn kadar bir şöhrete, popülariteye sahip olamamışlardır.
Genç ve bir uç beyinin oğlu olan Yusuf’u, -Ebü’l-Muzaffer el-Melikü’n-Nâsır Salâhuddîn Yûsuf b. Necmeddîn Eyyûb b. Şâdî- kısacası Selâhaddîn-i Eyyûbî yapan, İslam’ın 3 hareminden biri olan Kudüs’ü Haçlı işgalinden kurtarmasıdır.
Kudüs, Allah’ın etrafını bereketlendirdiği bir kutsal beldedir.
Bu bereketli toprak ve dava için mücadele edenler de bu bereketten nasiplerini fazlasıyla almışlardır.
Kudüs için canlarını feda eden İzzettin el Kassam, Şeyh Ahmet Yasin, Abdulaziz Rantisi, Salih Aruri ve en son Şehit İsmail Heniyye, bütün İslam alemi ve dünya tarafından tanınmaktadır. Ebu Ubeyde’nin mesajları ABD Başkanı Biden’den daha fazla takip edilmektedir.
İsmail Heniyye için bütün İslam aleminde gıyabi cenaze namazları kılındı, ümmet içerisinde birleştirici ortak bir değer oldu. İsmini duymayan fert neredeyse kalmadı.
İşte bundan bütün insanlar ve hassaten İslam ülkelerini idare eden yönetici ve idareciler ders almalıdır.
Dünya ve ahirette şanınızın yükselmesini, isminizin tarihte anılmasını istiyorsanız, Kudüs davasına sahip çıkın ve işgale karşı mücadele edin.
Yoksa, diğerleri gibi tarihin çöplüğündeki yerinizi alırsınız.
Ne tarih ne de insanlık isminizi anmayacaktır.