• DOLAR 34.358
  • EURO 37.042
  • ALTIN 2975.446
  • ...

Bugün Siyonist işgal rejimi diye bir sorun ve imtihanımız var ise;

Gazze’deki katliam ve soykırıma karşı gereken adımları atamıyorsak, tarihten gereken dersi almamamızın etkisi büyüktür.

Siyonistler, tarihi iyi okuyor, araştırıyor, analiz ediyor. Özellikle Selahaddin-i Eyyubi dönemi ve tecrübesi üzerinde derinlemesine araştırmalar yapmaktalar.

Tarihçi, sosyal bilimci, akademisyen, istihbarat ve askeri uzmanlardan müteşekkil düşünce kuruluşlarıyla bu işi kurumsallaştırmışlardır.

Tarihte Haçlıların başına gelenlerin kendi başlarına gelmesinden çok korkuyorlar.

Haçlıların akıbetini yaşamamak için tarihten gereken dersleri çıkarmaya çalışmaktalar.

Selahaddin’in Haçlıların işgalindeki Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmak ve onların varlığına son vermek için atmış olduğu stratejik adımları anlamaya ve karşıt tedbirler almaya çalışıyorlar.

Selahaddin’in, Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturmak için attığı stratejik adımlardan en önemlisi; Mısır ile Bilad-ı Şam topraklarını -Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin- birleştirmek olmuştur.

Siyonist rejim, işgalini sürdürmek için Selahaddin’in ümmet coğrafyasını birleştirmek için yaptıklarının tam tersi adımlar atmaktadır.

Bölme, parçalama ve parçaları birbirine düşman hale getirme…

Bunu yaptığı oranda emellerine ulaşacağını iyi biliyor.

Mısır ve Bilad-ı Şam topraklarını fiziken birbirinden ayırdı.

Șam topraklarını Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün diye böldü. Tekrar bir araya gelmemeleri için bütün fitne ve fesat planlarını devreye koydu. Bu ülkelerde darbe, kaos ve çatışma eksik olmadı.

Gazze’deki soykırıma varan saldırılarda son aşama olarak Mısır ve Gazze arasındaki "Selahaddin Koridoru’nu (Philadelphia Koridoru) işgal etmeye başladı.

Mısır ile Gazze Şeridi arasında Akdeniz kıyısından Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'na kadar uzanan birkaç yüz metre genişliğinde ve 14 kilometre uzunluğundaki bu şerit, 1979 yılında Siyonist israil ile Mısır arasındaki anlaşmayla, İşgal güçlerinin kontrol ettiği ve devriye gezdiği bir tampon bölge olarak kuruldu.

Mısır topraklarında olan tarafta sadece hafif silahlar taşıyan Mısır sivil polislerinin görev yapmasına izin verildi.

Ana hedef, Mısır ile Gazze arasındaki insan geçişlerini, silah ve mühimmat gibi malzemelerin sevkiyatını önlemekti. Gazze’ye yönelik ambargo o tarihte başladı.

İşgal güçleri 2005'te Gazze'den çekilince koridorun kontrolü Filistinlilere geçti.

2007'de HAMAS, Gazze'de başa gelince bu koridorun da denetimini ele aldı.

Gazze'ye yönelik Siyonist ablukanın artırılmasıyla Filistinliler bu şeridi geçerek Mısır'dan temel ihtiyaç maddelerini karşılamak zorunda kaldılar. Mısır, önlemleri artırınca yer altından tüneller kazıldı. 2014’te de Mısır, Refah Sınır Kapısı’nı açarak mal girişine izin vermek zorunda kaldı.

İşgal rejiminin Refah’a yönelik saldırısında bu şeridi de tamamen işgal ederek Mısır ile Gazze’nin irtibatını tamamen koparmak, ablukayı olabildiğince sıkılaştırmaktır. Bu sadece Gazze için değil aynı zamanda Mısır için de bir abluka, büyük bir tehdit ve Camp David Anlaşması’nın da ihlalidir.

Mısır, Gazze ile olan sınırının ve Refah Sınır Kapısı’nın tamamen işgal edilerek irtibatının tamamen koparılmasına izin vermemelidir. Başta Sisi gibi bir darbeci olsa da Mısır, Sisi’den ibaret değildir. Mısır’ın vatansever, Müslüman ordu subayları, yöneticileri ve halkı bu zilleti kabul etmemelidir.