• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.86
  • ...

‘…Siz kim oluyorsunuz da bizi bu şekilde hor görüyorsunuz?

Siz kim oluyorsunuz da bizi bu şekilde aşağılıyorsunuz?

Afrika'nın efendiye değil ortağa ihtiyacı var…

Afrika'nın her bireyin onuruna saygı duyan bir ortaklığa ihtiyacı var.

Biz sizin tebaanız değil, ortağınız olmak istiyoruz. Yabancı çıkarlara değil, halkımıza hizmet etmek istiyoruz. Bu yeni dinamik kimseye karşı değildir ve bunu tekrar tekrar söylüyoruz.

Küçümseyiciliğinizden bıktık…

Halkımızın görüşlerini küçümsemenizden, halkımızı ve liderlerimizi hor görmenizden bıktık.

Küçümseyiciliğinizden bıktık, kibrinizden bıktık.

Bıktık, bıktık ve bıktık…!''

Bu konuşmalar, ABD Başkanının ‘Muz ülkeleri olarak adlandırılan bir ülkenin başkanına attığı fırçalar değil.

Avrupalı kibirli bir liderin Afrikalı zayıf bir ülkenin başkanına yaptığı hakaretler değil.

Bu sözler geçen günlerde BM Genel Kurulu’nda Togo Dışişleri bakanı Robert Dussey’in Avrupa liderlerine yönelik yaptığı konuşmadan bir kesittir.

Togo Dişişleri Bakanı’nın bir konuşması, salt kendi duyguları değil, aynı zamanda bütün Afrikalıların duygularına tercüman olmuştur.

Sıradan bir Afrikalı özgür bir ortamda konuşursa bundan çok farklı konuşmayacaktır.

Evet, Avrupa yüzyıllardır Afrika’nın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini çalmakta, talan etmekte. İnsanlarını köleleştirip hem Afrika’da hem de dünyanın farklı noktalarında kendi kirli emelleri için kullanmakta.

Hakkını isteyen, topraklarını savunan Afrikalıyı büyük zulüm ve katliamlarla, baş eğdirmeye zorlamakta.

Fransa, Cezayir’de ve Afrika’nın farklı noktalarında katlettiği insanların kafataslarını Paris’e taşıyarak ‘İnsan Müzesi’ denilen yerde sergilemektedir. Katlettiği insanların kafataslarıyla övünmekte, çocuklarına ve torunlarına ‘bana itaat etmezseniz sonunuz da babalarınız ve atalarınız gibi olur’ mesajını vermektedir.  

Avrupalılar, Afrikalıya ekonomik, kültürel dahil her türlü sömürüyü uyguladı.

Topraklarını işgal ederek zulüm, hukuksuzluk ve katliamların her türlüsünü yaptılar.

Bütün bunlara rağmen Afrikalı, uyandı, kendisine yapılan muameleyi unutmadı ve hesap sormaya başladı.

BM kürsüsünden Avrupa ve kendisini sömürenlerden hesap soruyor.

Afrikalının uyanışı salt Afrika’yı etkilemeyecek.

Dünyadaki ekonomik, siyasi, bütün dengeleri alt üst ederek değiştirecektir.

Temennimiz bu uyanışın dünyaya özlenen ve beklenen adaleti hakim kılmasıdır.