CHP eski tas eski hamam…
İnsanoğlu; zalim ve cahildir, isyan ve nisyanla maluldür. Bununla birlikte yaptığı kötülük ve günahlardan pişman olma, tövbe etme erdemine de sahiptir. Allah Teâla, Affuv ve Ğafur isimleri gereği kullarına karşı tövbe kapasını her daim açık bırakmıştır.
İnsanın yaptığı günah ve kötülüklerden pişman olması ve ihlasla yapacak tövbeleri Allah’ın affedeceği umulur.
Günahlar, Allah’a karşı işlenen ve insanlara karşı işlenen günahlar olmak üzere ikiye ayrılır.
Şirk, küfür, isyanla sonuçlanan eylem ve fiiller Allah’a karşı işlenen günahlardır. Bu günahları affedecek olan tek merci Allah’tır. Bunların af olması için bu günahların terk edilmesi, samimi ve içten bir tövbe ile Allah’ın bu samimi tövbeyi kabul edeceği umulur.
İnsanlara karşı yapılan kötülüklerde Allah’a bakan boyutu olduğu gibi kula bakan boyutu da vardır. Bu kötülük ve günahlar için Allah’a tövbe, kullardan da ‘helallik’ dilenir. Bir insanı haksız yere öldürmüş isen Allah’a tövbe ile birlikte maktulün ailesinden de helallik dilenmelidir. Allah, kullara karşı işlenen günahların affı için maktulün-zarar gören tarafın helallik dilemesini şart koşmuştur.
Helallik için de mağdurun maddi zararı giderilmeli ve mağdur olan taraf ‘hakkını helal ederse’ helallik gerçekleşmiş olur. Yoksa ‘ben senin zararını ödedim’ haydi sen de ‘helallik dile’ denilemez. Örneğin, bir katil, ister dünyanın bütününü verse de maktulün ailesi razı olmazsa helallik gerçekleşmemiş olur.
Eğer, helalleşme dünyada olmazsa diğer dünyada Allah nihai kararı verecektir. Allah dilerse cezalandırır dilerse de mağdur tarafı vereceği mükâfatlarla razı eder.
Bu izahatlardan sonra gelelim, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çağrısına…
Kılıçdaroğlu, bir yıl önce şu ifadelerle helalleşme çağrısı yapmıştı.
“…Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum…”
CHP’nin yaptığı günah ve cürümlerden dolayı pişman olması, helallik dilemesi ve gereğini yapması bir erdemdir, fazilettir. Her Müslüman gibi bizi de sevindirir. Ülkemizi özlenen barış ve huzur ortamına kavuşturur. Bayram havası estirir.
CHP’nin hem Allah’a hem de kullarına karşı sayılamayacak günah ve cürümler işledi. İslam dinine ait ne varsa düşmanlaştırıldı ve topyekûn bir savaşa dönüştürüldü. Hilafet kaldırıldı, Kur’an-ı Kerim, hükmüyle birlikte ortadan kaldırıldı. Camiler ahıra çevrildi, ezanlar Türkçeleştirildi, tesettüre savaş açıldı…
Türk, Kürt, Arap… demeden Allah’ın kullarına karşı her türlü katliam, zulüm ve eziyet yapıldı. Kürtlere yönelik toptan ret, inkâr ve asimilasyon politikaları acımasızca uygulandı. Âlimler ve önderleri darağaçlarında sallandırıldı. Bir halk toptan cezalandırıldı.
Kısacası bu sistemin işlediği ve işlemeye devam ettiği bütün günah ve cürümler CHP’nin hanesine yazılmaktadır. Elbette bunları devam ettirenler de paylarına düşeni alacaktır.
Geçen zaman içerisinde Kılıçdaroğlu’ndan bu çağrının gereğini yerine getirmesi beklenirken tam aksi yönde bu çağrıya yönelik CHP’den gelen tepkileri dindirmeye yöneldi.
“Ben bu çağrıyı yaparken bir iktidar tanımı yapmadım. Sadece bizim iktidarımızdan da söz etmedim. Bizden sonra gelecek yüz iktidardan söz ettim. Benim çağrım iktidar-muhalefet ayrımı yapmıyor. Toplumsal bir çağrıdır. Hatalarla yüzleşmek ve asıl olarak kucaklaşmış şekilde geleceğe bakmak çağrısıdır. Bakın, helalleşmek, geçmişte olan acıları ortadan kaldırmaz ama geleceği inşa etmemizi sağlar. Bu ülkenin büyük yaraları var, bu yaraları sarmalıyız ki bundan sonra hiç kimse kanatmaya cesaret dahi edemesin.”
Dolayısıyla eski tas eski hamam, misali… CHP, dün ne ise bugün de öyle ve yarın da öyle olacak…