Kudüs, kılıcını kuşandı
İşgal altındaki Filistin topraklarında işgale karşı Direniş, farklı yol ve yöntemler kullanmaya devam ediyor. İşgalcinin tedbir almakta zorlandığı, ferdi ve örgütsel olmaması hasebiyle engelleyemediği türden eylemler işgalciler için bir kabus oldu.
Direniş tarafından atılan bir füze, işgal rejiminin hava savunma sistemleri tarafından fark edilir, havada imha edilme ihtimali olur, düşeceği tahmin edilen bölgede sirenler çalar, işgalciler sığınaklara kaçar, psikolojikmen buna hazırlanırlar... Bütün bunlara rağmen füze bazen boş bir araziye bazen de bir evin çatısına isabet eder… Çoğu defa ölen ya da yaralanan olmazdı. Elbette bu durum, işgalcilerin uykusunu kaçırsa da kısmen kabullenmiş ve buna hazırlıklılar.
Bunun yanında kendilerini güvende hissettikleri sözde başkentleri Tel Aviv’de, Yafa’da ve diğer yerleşim yerlerindeki bir sokakta, bir AVM’de, bir plajda ya da bir parkta eli bıçaklı bir Filistinli eylemciyle karşı karşıya kalmak… Onlar için çok zor bir durum…
Her an ve her yerde bir fedainin bıçaklı, silahlı, arabalı saldırısına maruz kalma korkusu bütün denklemleri ve pembe hayallerini altüst etti. Askeri tedbirlerle engellenemeyecek ve psikolojik hazırlıkla altından kalkılacak bir durum değil.
Gazze’den atılan füzeleri engellemek için çok gelişmiş hava savunma sistemleri kurarsın, füze imalathaneleri ve rampalarına hava saldırısı düzenlersin, direnişin tünel ve karargahlarını acımasızca ve orantısız bir şekilde bombalarsın ama bu ferdi eylemleri engellemek için kimi ve nereyi vuracaksın… Bunları nasıl tanıyacaksın, hangi istihbarat örgütü kafasında eylem yapmayı tasarlamış halktan insanları tespit edebilecek ve ortaya çıkaracak bir sisteme sahiptir?
Bu tür eylemler için füzeye, patlayıcıya, eğitim ve uzmanlığa gerek yok. Bir çakı ve mutfaktaki ekmek bıçağı, bir araba, bir kamyon, bir şişelik benzin ve çakmak… eylem için yeterli…
Bu tür eylemler işgalcinin kimyasını bozmuş…
İşgalci Siyonistlerin bütün vahşet ve baskılarına rağmen sadece geçen hafta içerisinde işgal güçlerine yönelik 226 eylem gerçekleşti. Siyonist işgalcilerin yerleşimci çetelerinden 1 kişi öldürüldü. İşgalci asker ve yerleşimci teröristlerden 13 kişi de yaralandı. İşgal güçlerinin saldırılarında da 8 Filistinli şehit oldu.
Son eylemler ve gidişat gösteriyor ki bütün Filistin halkı, topraklarının işgalden kurtuluşunun tek yolunun tartışmasız ve alternatifsiz direnişten geçtiğini bir kez daha teyit etti.
Geçen aylarda Cezayir Mutabakatı’yla bütün direniş grupları yekvücut olarak hareket etme üzerinde anlaştı. Tek düşman var o da işgalci…
Direnişin sahası bütün Filistin topraklarıdır. Direniş salt Gazze ile sınırlı kalmayacak. Bütün bölgeler ellerindeki imkânları seferber edecek. Füze olmasa da taş var, sapan var, bıçak var…
Bütün Filistin topraklarının direnişin sahasına dahil olması Gazze ve Aksa’yı rahatlatacak, işgalcinin gücünü ve kuvvetini bölecek, psikolojik üstünlük ve inisiyatif direnişe geçecektir. Bu da Gazze’de ve diğer bölgelerde geri adım atmasını zorunlu hale getirecektir.
Elbette bir eylem ve darbeyle bu işgal bitmeyecektir. İman, azim, iyi bir planlama ve koordinasyon, fedakarlık, sabır ve sebatla büyüyen Direniş, işgali sona erdirecektir.
Ki direniş liderleri son dönemlerde ‘Sonucu Belirleyecek Nihai Savaş, Toplu Savaş, Kudüs’ün Kılıcı Operasyonu, Özgür Kudüs ve Bağımsız Filistin’ söylemini tekrarlamaktalar.
Bütün bunlar işgal günlerinin sayılı olduğu ve zaferin uzakta olmadığını müjdelemektedir. Tarih ve günümüz de buna şahittir ki özgürlük, direniş, izzet ve onurun da bir bedeli vardır.
Allah, bizleri Kudüs’ün özgürlüğü için çalışan, gayret edenlerden eylesin…