• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

İnsanlar hayatlarını devam ettirmeleri, ülkeler ayakta kalabilmeleri için çok farklı ihtiyaçlara gereksinim duyar. Bu ihtiyaçlar aciliyet sırasına göre farklılık gösterir. Hava, su, gıda olamazsa olmaz iken bir araba, telefon, TV gibi ihtiyaçlar öyle değildir.

Rusya-Ukrayna savaşı bir kez daha gösterdi ki globalleşen dünyada birbirimizden destek almadan ayakta kalamaz, hayatımızı sürdüremeyiz. Ama ekmeğine ama işgücüne ama suyuna ama yoluna ama aklına… İlla ki bir noktada birbirine muhtaç haldedir. Yerine göre bir buğday, petrol, doğalgaz en ölümcül füze ve silahlardan daha etkili olabiliyor.

Yaklaşık 5 aydır devam eden savaş, sadece Rusya ve Ukrayna’yı değil bütün dünyayı ekonomik ve siyasi olarak etkilemektedir. İngiltere’de, İtalya’da başkanların istifası, farklı ülkelerde hükümetlerin düşmesi, halk gösteri ve ayaklanmaları bunun doğal sonucudur.

Bu savaş devam ettikçe de sonuçları daha büyük ve sarsıcı olacaktır. Bir ülke ekonomik ve askeri noktada ne kadar güçlü olursa olsun, vatandaşlarının gıda ihtiyacını karşılayamaz duruma gelmesi o ülkenin kıyameti demektir. Sanayi ve ısınmada doğalgaza bağımlı olan bir ülkenin üzerine enerji vanalarının kapanması, vatandaşlarının ayaklanması ve iç savaşı başlamış demektir.

COVID-19 pandemi salgınıyla birlikte küresel manada ürün arzında oluşan azalma, ürün tedarikinde yaşanan sıkıntının üzerine küresel alanda gıda ve enerji üreticileri olan Rusya ve Ukrayna savaşıyla bu sıkıntılar tolere edilemeyecek noktaya erişti.

Rusya, dünyanın en büyük, Ukrayna ise beşinci büyük buğday ihracatçısıdır. Buğday, dünya nüfusunun %35'inden fazlası için temel bir gıda kaynağı olduğu göz önüne alınırsa küresel manada önemi daha iyi anlaşılacaktır.  

İki ülke, dünya arpa arzının %19'unu, buğdayın %14'ünü ve mısırın %4'ünü sağlayarak küresel tahıl ihracatının üçte birinden fazlasını, dünya ayçiçek yağı ihracat pazarının %52'sini oluşturuyorlar.

Dünya buğday arzının %30'u için Rusya ve Ukrayna'ya bağımlı ülke sayısı tam 50’dir. Rusya'nın lider üretici olduğu küresel gübre arzı da tarım açısından önemlidir. Birçok Avrupa ve Orta Asya ülkesi, gübre arzının %50'sinden fazlası için Rusya pazarına bağlılar ve gübre olmadan bu ülkelerde gıda üretimi büyük sıkıntılar yaşayacaktır.  

Küresel kömür ihracatının %18'ini, petrolün %11'ini ve gazın %10'unu oluşturan Rusya, dünya enerji piyasasında açığı kapatılamayacak bir aktördür. Tarım, yakıt, gaz, elektrik kullanımı, gübreler, böcek ilaçları ve diğer birçok farklı kalemde enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır.

Dünyanın birçok temel ihtiyaç maddesinde bağımlı olduğu Rusya ve Ukrayna da aynı zamanda ürün sattığı ülkelere bağımlı. Ekonomisinin önemli gelir kaynağı olan maddeleri satamadığı zaman kendisi de sıkıntılar yaşayacaktır. En basitinden toplam cirosu 200 milyon dolar olan Türkiye’deki domates üreticilerine Rusya’dan ambargo uygulandığında içerde ciddi manada sıkıntı çekilmektedir. Kaldı ki buradaki sıkıntı küresel manada dünyayı temelden sarsacak sıkıntıdır.

Bu sıkıntıyı aşmak için Türkiye ve Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda yapılan görüşmelerin ardından Ukrayna ve Rusya, tahıl ürünlerinin Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına taşınmasına olanak sağlayan Tahıl Koridoru Antlaşmasını imzaladılar.

Bu antlaşma Türkiye’nin savaşın başından beri her iki taraf arasında yürüttüğü bağımsız ve tarafsız politikasının semeresi ve Türkiye’nin diplomasi başarısı olarak kayda geçti.

Antlaşmanın imzalanmasıyla buğdayın fiyatı yüzde 5, mısırda da yüzde 1 düşüş yaşandı. Bu düşüşlerin sürmesi bekleniyor.

Antlaşma, özetle şu maddeleri içermektedir.

-  Odessa başta olmak üzere Ukrayna limanlarında sıkışıp kalan 80 civarında gemi ve silolarda bulunan 20 ila 25 milyon ton tahılın tahliyesi planlanmakta.

- Rusya, kargo gemilerinin sorunsuz geçişini garanti edecek, bölgede askeri faaliyette bulunmayacak. Mayınların temizlenmesinin ardından Ukrayna karasularını ihlal etmeyeceğine dair güvence verecek.

- Ukrayna’dan tahıl almaya giden gemilerin silah taşımadığından emin olmak için Rusya ve Türkiye’nin gözetiminde gemiler Karadeniz’e açılmadan önce İstanbul’da aranacak.

- Tüm operasyon İstanbul’da kurulacak koordinasyon merkezince izlenecek.

- 120 günlük takvim için imzalanan anlaşma süre bittiğinde otomatik olarak yenilenebilecek.

Temennimiz bu antlaşmanın sağlıklı bir şekilde yürümesi, insanoğlunun açlıkla imtihan edilmemesi. Sadece tahıl ve enerji alanındaki sıkıntıların değil, dünya genelindeki bütün sorun ve problemlerin de şiddete başvurulmadan adalet ekseninde müzakerelerle çözüme kavuşturulmasıdır.