İslam`ın cazibesi ve İmam Hatip Okulları
İlahi bir din olan İslam, fıtrata uygun, insani istek ve arzuların ortadan kaldırılması değil, disipline edilerek meşru yollardan karşılanmasını öğütler. Ferdi ve sosyal yaşamında İslami kurallara uyan fert ve toplumlar; dünyada huzura, ahirette de cehennem azabından azatlık ve ebedi bir mükâfata kavuşacaklardır.
Bundan dolayı İslam`ın cezbedici, insanları kendine çeken, uğruna katlanılan tüm sıkıntı ve zorluklar -aşıkın maşuku uğruna çektiği sıkıntıyı bir ödül olarak görme misali- severek ve istenerek katlanılır. Bir vakit namazında camilerde toplanan insan sayısını dünyanın tüm imkân ve olanakları harcansa da başka bir güç ve ideoloji bir araya getiremez. Allah rızası dışında hiçbir etken, baskı ve zorlama olmadan kendi istek ve arzularıyla uzun yaz günlerinde insanlara oruç tutturamaz. İslam dini siyasi ve askeri güç olarak gerilediği, toprak ve kan kaybettiği dönemlerde bile insanlar İslam`a koşmuş ve halen de koşmaktadır. Çünkü İslam dini insanlara zorla kabul ettirilmedi ki zayıflaması karşısında inançlarından dönsünler...
Bu bağlamda yaşadığımız Türkiye coğrafyası ve imam hatip okulları meselesine gelecek olursak…
İslam ve İslami değerlerin kökünü toptan kazma dönemi olan cumhuriyetin ilk dönemlerinde amacı İslam davetçisi ve âlim yetiştirmek değil; cenaze yıkamak ve defnetmek, 657`ye tabi imam yetiştirmek için açılan imam hatip okullarına halkın büyük teveccühü oldu. Yeterli görülmese de Müslüman halk bu okullara sahip çıktı, binasını yaptırdı, içini donattı, okuyan öğrencilere imkânlar sundu. Resmi müfredatın uygulandığı, milli eğitimin atadığı ve maaşını verdiği öğretmenlerin görev yaptığı ve müfettişlerin teftiş ettiği imam hatipler buna rağmen laik sistem ve azınlık tarafından kabul görmedi ve sürekli üvey evlat muamelesi gördü. Horlandı, küçük görüldü, önü kesildi ve en son 28 Şubat sürecinde ‘kesintisiz eğitim` yasasıyla orta kısmı kapatıldı, ‘katsayı` zulmüyle de üniversiteye girmeleri büyük ölçüde engellendi.
Gerçekleştirilen 4+4+4 düzenlemesiyle bu haksızlık büyük ölçüde giderilerek imam hatiplerin orta kısmı açıldı ve bu yılki eğitim-öğretim yılında öğrenci alımına başlandı. İslam`a düşmanlığı imam hatipler üzerinden yürütenlerin hesabına göre açılsa bile kimse imam hatiplere çocuğunu göndermeyecekti ama tam tersine halkın teveccühü had safhaya ulaştı. İmam hatiplere olan ilgi ve alaka salt bir okula olan teveccüh değil, Müslüman halkın İslam`a ve İslami eğitime ve değerlere olan teveccühüdür. Birçok veli, imam hatipler İslami eğitim açısından yeterli olmasa da en azından Allah kelimesi öğretilecek, Kur`an-ı Kerim, Peygamberimiz`in hayatı öğretilecek, dolayısıyla çocuğumu imam hatip okuluna gönderiyorum, demekte. Bu ihtiyacı karşılamak için okulların bir kısmı imam hatip okullarına çevrilmesine rağmen ihtiyaca cevap verilemiyor. Bunu gören laik cumhuriyet gazetesi ‘okullarda zikir sesi yükselecek` manşetiyle kendince bunu küçümseme ve jurnalleme yoluna gitmektedir.
Elhamdülillah her türlü olumsuz ve eksikliğe rağmen halkımız Müslümandır. Tarih ve coğrafyası İslam ile yoğrulmuştur. Bu durum İslam`ın güzelliği ve cazibesi, küfrün çirkinliğiyle karşılaştırılınca tercihler İslam`dan yana kullanılmaktadır. Yıllar önce oğlunu, yeğenini, kocasını İslami davadan koparmak için bütün servetini feda ederek koparmaya çalışanlar, düşülen felaket çukurunu görünce dizlerine vurarak bu defa tüm servetini feda etmeye hazır bir şekilde eski arkadaşlarından yardım isteyerek ‘eman` dilemektedir. Düşünce olarak İslam`ı benimsemeyen, yerine göre karşı duran birçok anne-baba; oğlunun ve kızının düştüğü ahlaki yozlaşma ve çirkeflik karşısında Müslüman şahsiyetlerden ve kurumlardan ‘ne olur çocuğuma sahip çıkın` diye yardım talep etmekte, kendi elleriyle gelip onlara teslim etmektedir.
Batı toplumu; içki, zina ve uyuşturucu batağında debelenen gençlik ve aile kurumunu kurtarmak için idarecileri ve siyasetçileri çare üstüne çare aramaktalar. Çarenin İslam olduğunu bildikleri halde nefisleri ve çıkarlarına uymadığından bunu şimdilik açıkça dile getiremiyorlar. İnanıyoruz ki Müslümanlar üzerlerine düşeni yapmaları durumunda çok kısa bir sürede toplumlar fevç fevç İslam dinine gireceklerdir.
İmam hatip kayıtlarının başladığı bugünlerde bir anne ve baba olarak çocuğumuzu bu okullara kaydettirelim. Diğer okullarda da seçmeli ders olarak Kur`an ve siyer dersini tercih ettirelim. Tüm eksik ve noksanlıklarına rağmen sadece Kur`an`ı öğrenmeleri bile beraberinde birçok bereket ve güzelliği getirecektir. Var olan eksikleri de ailece ve toplumca bizler karşılayalım. Öyle ki okullarımızdan, evlerimizden, sokaklarımızdan zikir ve Kur`an sesleri yükselsin!