Seçim vaadleri
İktidarından muhalefete, bağımsızından partiliye tüm adaylar halktan oy alabilmek için; çılgın uçuk projeler, siyasi-ekonomik vaatlerini seçim meydanlarında ve seçim beyannamelerinde peşi sıra sıralanmaktadır.
Ak Parti ve Ana Muhalefet CHP, halkın değişik kesimlerinden oy alabilmek için o kesimlerden onlara hitap eden veya onlardan adaylar gösterilerek oylarını alma hesapları yapılmaktadır.
Hükümette olan ve seçimleri tekrar kazanmasına kesin gözle bakılan Ak Parti ve Başbakan Erdoğan, yeni dönemi kendileri için ‘ustalık dönemi` olarak nitelemektedir. Halka şu ana kadar hiçbir hükümetin vaat etmediğini, yapamadığı gelişmeleri vaat etmektedir. Fakat maalesef bu vaatlerin tümü ekonomik ve maddi alandaki vaatlerdir. Elbette halkın maddi sıkıntılarının azalması, sona ermesi, refah seviyesinin artması, işsizliğin azalması, kişi başına düşen milli gelirin artması vs. güzel gelişmelerdir. Ama toplumun sıkıntı ve beklentileri salt maddi değildir. Ak Parti ve Başbakanı bugüne getiren insanların kendisinden başka beklentileri de vardır.
Bu ülkede yaklaşık bir asırdır sistematik olarak yerine göre artan, yerine göre azalan bir inanç düşmanlığı var. Sistemin üzerinden azgın bir azınlığın, halkın inanç değerlerine karşı süren bir düşmanlığı var. İnancı gereği örtünen insanlara okulların kapıları kapanmakta, okullarını bitirseler de devlet kurumlarında çalışamamaktalar. Üniversitelere başörtülü olarak girilebilse de ortaöğretim ve liselerde yasak aynen devam ediyor. Üniversitelerdeki özgürlük kanunla güvence altına alınmaktan ziyade günlük emirlerle geçiştirilmiştir. Kısa bir süre önce Başbakan`ın kızı Sümeyye Erdoğan`ın gittiği bir tiyatroda başörtülü olduğu için sahnedeki oyuncunun el, kaş-göz işaretleriyle uğradığı hakaret bu durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Başbakan 78 tane kadın aday göstererek kadınlara verdiği önemi ortaya koyarken tek bir başörtülü adayın olmamasını nasıl izah edecektir? Başörtülü olan tek aday da seçilemeyecek bir yerden, seçilse dahi başörtüsünü çıkaracağını peşinen kabul etmiş. Başbakan; başörtülü aday talebinde bulunanları teskin edeceğine, geçerli mazeretler –varsa- sunacağına tam tersine provokatörlükle suçlamaktadır.
Gittikçe yozlaşan, ifsad olan toplumsal ahlakı ıslah için neler yapılacak? Gazete sayfalarında, tv. ekranlarında her gün daha da bozulan toplum ahlakının bir sonucu olarak öldürülen, intihar eden, bunalım geçiren insanların haberlerinden geçilememektedir.
Toplumun temelini oluşturan, maddi-manevi açıdan sağlam bireylerin yetiştiği aile kurumu darbe üstüne darbe almaktadır. İstatistikler boşanma vakalarının gittikçe arttığını göstermektedir. Beyaz eşya dağıtmakla, konut yardımı etmekle aileler ayakta kalmıyor. Aksine salt maddi refah arttıkça boşanmalar da artmaktadır. Aile kurumunu ayakta tutan inançtır, manevi değerlerdir.
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren diliyle, kültürüyle yok sayılan, asimile edilmeye çalışılan, büyük acılar çeken Kürt halkı ve sorunları için neler yapılacak? Başbakan en son konuşmasında ‘Kürt sorunu yoktur, Kürt vatandaşlarımızın sorunları vardır` diyerek acaba ‘bu iş böyle gelmiş böyle gidecek mi` diyor.
Tüm partiler ve özellikle Ak Parti, inanç önündeki engellerin kaldırılması, Kürt sorunu, ahlakı ifsad ve yozlaşmayı önemli sorunlar olarak görmeyebilir, kendisine siyasi kazanç getireceğine inanmayabilir veya mütedeyyin insanların oylarını ‘çantada keklik olarak` gördüğünden bu kesime karşı pervasız da olabilir.
Niyet, sonuç ne olursa olsun, hiç kimse hesap sormasa da AllahuTeala hesap soracaktır. Seçmenden, seçilenden, hükümetten, muhalefetten, Başbakandan, bakanından herkes hesap verecektir. Kendisine oy veren seçmeni ikna etmek, memnun etmek için proje üzerine proje vaad üzerine vaadde bulunanlar; kendilerine bunca nimet bahşeden yaratıcıyı nasıl ikna edeceklerinin hesabını da yapmalıdır.
Onun katında hesap veremeyenlerin vay haline…
Allahu Teâlâ bizleri bu dünyada da diğer dünyada da hakkıyla hesap verenlerden eylesin…