• DOLAR 34.752
  • EURO 36.649
  • ALTIN 2958.133
  • ...

Katalog suçlar kapsamında sosyal medya platformu Instagram erişime kapatıldı. Kir ve kötülük çukuruna dönüşen diğer uygulamalara da el atılmalıdır. Ülkenin hassasiyet ve değer filtresine uymayanlara gerekli müdahaleler de bulunulmalıdır.

Köy haline gelen dünyada sosyal medya platformları adeta ‘köyün ağası’ konumuna gelmiş durumda. İstedikleri gibi meydanda cirit atabiliyorlar. Bir anda milyonlar hatta milyarlarca insana ulaşıp istedikleri tüm zehir, ideoloji, ahlaksızlık ne varsa aşılayabiliyorlar. Hiçbir endişe ve hassasiyetleri yok. Ne var ki istemediği bir paylaşım olunca rahatlıkla sansürleyebiliyorlar. Bir şirket rahatlıkla bir devletin kanun, kural ve hassasiyetlerini çiğneyebiliyor. Bu anlamda aslında Türkiye Instagram’ı engellemedi. Instagram, Türkiye'nin hassasiyetlerini engelledi. Türkiye sadece buna tepki verdi.

Her ne kadar ‘sosyal medya’ olarak piyasaya sunulsalar da hepsinin alt ve arka bahçelerinde ciddi tehlikeler barınmaktadır. Hedefsiz, amaçsız, sadece insanları eğlendirmek, alışveriş yapmalarını sağlamak vb. amaçlarla kullanmak masumiyetinde değildirler. Fert, aile, toplum ve nihayetinde ülkelere istedikleri gibi yön ve şekil vermenin hesabındadırlar. Bağlı oldukları ideolojinin maskeli yüzüdürler.

Sosyal medyanın sosyal denilen kısmı, sosyal olmanın en büyük düşmanıdır. İnsanlığı yalnızlığa iten kendinden bile uzaklaştıran bir zehirdir.

Sosyal medyanın medya kısmı ise kendi inandığı ideolojinin her türlü argümanını herkese kolaylıkla sunan bir kanaldır. İstediği tüm propaganda ve ahlaksızlığı çeşitli algoritmalar ile tüm insanların önüne seren bir araçtır.

Şurası kesinlikle bilinmelidir ki sosyal medya platformları bir ülkenin ulusal güvenlik sorunudurlar. Şu an en çok kullanılan sosyal medya uygulamalarından her biri adeta cebimizdeki, evimizdeki düşmandır. Düşmanlığının yanında aynı zamanda ajandır.

Tüm sosyal medya platformları, uygulamalar, çocuk ve gençlere yönelik oyunlar, alışveriş siteleri vb. hepsi belli kontrolden geçirilmelidirler. Değerlerimize uymayanlara yönelik yaptırım ve kısıtlamalar getirilmelidir. Ciddi önlemler alınmalı ve arttırılmalıdır.

Ve belki de en önemlisi bu uygulamalara alternatifler geliştirilmelidir. Madem dijital alanda faşizm tehlikesi görünüyor o zaman ‘bize hitap eden’ seçenekler oluşturulmalıdır.

Gelen tüm tehdit ve ahlaksızlık dalgasına karşı yerli ve en önemlisi ahlaki sosyal medya platformları oluşturmanın adımları bir an önce atılmalıdır. Ortak değerlerimiz ve inancımızdan bağımsız tasarlanmamalıdır. Ahlaka, edebe ve maneviyata dost bir dizaynda olmalıdır. Tüm milletleri ve dilleri kapsayacak bir millilikte olmalıdır.

İHA, SİHA ve diğer savunma sistemlerinde atılan adımlar kadar sosyal medya alanında da adımlar atılmalıdır. Bu asla zor değildir. Nasıl ki TOGG birkaç yıl içinde yollarda dolaşmaya başladı ise aynı şekilde tasarlanacak yerli bir sosyal medya platformu da birkaç yıl içinde ellerde dolaşabilir.