Bir mahalle hikâyesi
Mahalleye taşındıklarından bu yana ufaktan başlayan kavgaları, herkesi bezdirmişti. Ufak tefek görünse de bu Çıfıt; mahallenin çocuklarını yıllardır canından bezdirmişti. Vurdumduymaz Coni adlı abisinin gölgesinde, yaptıklarına devam ediyordu. Haraca bağladığı Euro adlı diğer mahallenin birkaç sakininin desteğiyle de kavgasını başka mahallelere yaymaya çalışıyordu. Demokles’in kılıcından tutun kırbacına dek silahlarını abisi ve Euro veriyordu. Herkesin, abisinden ve Euro’dan korkması onu şımarttıkça şımartıyordu.
İlk olarak yerleştiği ve kutsallığıyla bilinen mahalleyi, yıllar geçtikçe enkaza çevirdi. Kimse korkusundan sokağa çıkmıyordu. Abisi de bazen “Aa, çok oluyorsun!” Euro sakinlerinin de “Abin haklı, biraz sakin olmalısın” eleştirileri onu daha çok kışkırtıyor; gizliden gizliye oluşturduğu tefecilerini üstlerine salıyordu. Onlar da mevzubahis para olunca susuyorlardı.
Bu Çıfıt, kurduğu düzen içinde hafiyeleriyle uzak yakın birçok mahalle muhtarı ve azalarının mahremiyetinden tutun verdiği tefeci borçlarına dek, herkesi kendi ağına düşürmüştü. Kurduğu bu dümen, onu bu kutsal mahallede onulmaz yaralar açmasına kadar götürmüştü.
Geçen yılın 7 Ekim’inden bu yana Çıfıtlığına karşı çıkan mahallenin zayıf ve çelimsizi Kassam’ı hafife almıştı. Bunca zamandır onu ve çevresindekileri hırpalamasına rağmen bana mısın demiyor, dik duruyor ve karşı koyuyordu. Doğrusu içten içe artık ürkmeye başlamış, korkmuştu. Kassam, arkadaşlarından bazılarını kaçırmış, bazılarını dövdükçe dövüyordu. Geçenlerde evine dahi saldırma cesaretinde bulunmamış mıydı? Diğerlerine benzemiyordu Kassam. Ne tefecilere ne de diğerlerinden hiçbirine benzemiyordu.
Kassam’ın bu cesareti başkalarını da etkilemesin diye komşu mahalleye saldırdı. Aynı zulmü orda da yaptı. Aynı korkuyu salmaya çalıştı, fakat itiraz eden mahalle sayısı artınca alttan alıp usulca gerisin geriye mahallesine kahraman edasıyla döndü. Yediği yumrukların yüzündeki izlerini kapatması zaman alacaktı.
Asıl sorun Kassam’dı ve bir an önce bu çocuğu öldürmeliydi. Lakin Kassam da iyi direniyor, öldü dedikçe küllerinden doğuyordu. Her gün ummadığı tokatlar, ummadığı darbeler alan Çıfıt; uzak yakın mahallelerin sessizliğini gün gün ölümlere çeviriyordu. Şimdi de komşu mahalle Suri’deki kargaşadan istifadeyle gözdağı vermek ve diz çöktürmek için mahalleye girip korku salıyordu. Suri’den ses çıkmaması onu daha çok cesaretlendirmişti.
Kassam’a da bu bir ders olmalı, kendinden korkmalıydı diye düşünürken, aldığı darbeler canını acıttı. Abisi Coni’ye durumu açıklayıp yardım istedi. Çetesinden kaçırdığı üyelerini Kassam’dan almasını istedi. Coni, Kassam’a laf anlatmayacağını bile bile “Tamam” dedi. Kassam, yıkılmayan ve ayakta duran olanca heybetiyle Çıfıt’ın kalbine korku salıyordu.