Çocuklar ve kadınlar
Çocukları ve kadınları hedef alan her saldırı daha önce, yani bir yıl öncesi şiddetle eleştiriliyor, yaptırım görüyordu. Uluslararası alanda da aynı tepki, bir üst seviyeden mutlaka veriliyordu. Şimdi ise batı ve İslam ülkelerinin yöneticileri suskunluk denizinde kürek çeken mahkûmlar oldu. Öyle ki akıntıya kapılan bu suskunluk, ilerdeki uçuruma doğru gittiğinin farkında değil.
Aynı suskunluk başka alanlarda da üç maymunu beraberinde getiriyor: Siyaset, ekonomi ve sosyal işler de…
Çıkan sesler, soykırımcıya etki etmeyecek kadar cılız ve zayıf… Gösterilen fiili tepkiler de yapılan katliama engel olmayacak kadar tesirsiz… Yine de bertaraf olmamak için taraf olmak adına takdire değer…
Soykırımcının çocuk ve kadınları hedef alan saldırılarının altında ABD ve Avrupa ülkeleri bulunmaktadır. Özellikle ABD’nin silah ve maddi finansı savaşın HAMAS ile ABD arasında olduğunun bariz göstergesidir.
İşgalci rejimin bu savaşta görünen olması, bu gerçeği değiştirmiyor. Yapılan bunca açık ara soykırım ve katliamlara rağmen fincancılar çarşısına giren katır misali bölge ülkelerine yayılan bir gidişatı ABD’nin masum bir izlemeyle seyretmesi pek akla yatkın gibi gelmiyor. Hem soykırımı görecek hem de finanstan vazgeçmeyecek koşulsuz bir destek, suça ortak olmak değil de nedir?
Bu sebeple dünyada “insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları” gibi evrensel değerlere inananların uğradığı hayal kırıklığı, bir şok halini de beraberinde getirmiş ve dillerini yutmuş durumdalar.
Buna rağmen insani değerlerin endişesini taşıyanlar ya sokaklarda, meydanlarda ya da Rachel ve Ayşenur gibi tanklar ve silahlar karşısında vicdan rahatlığı için canlarını seve seve vermişlerdir. İnsanlık ve insani değerlerin ölmemesi adına gösterilen bu tür tepkiler bir gün bu yöneticileri lanetleyecek mi, bilemiyorum.
Dünya çocuklar ve kadınlarla anlamlıdır. Onlarsız bir yaşam düşünmek hayattan hiçbir şey anlamamaktır.
Bu yazıyı kaleme almamın sebebine gelince, dün soykırımcı askerler tarafından boynundan bir direğe asılmış ve öylece bırakılmış 10 yaşlarında bir çocuğun resmini gördüm sosyal medyada. Velev ki bu resim Gazze’de olmasa bile zulmün göstergesiydi. Dengem bozuldu. Sahipsizliğimiz ve kimsesizliğimizi, kimsesizlerin kimsesi olan Allah’a ısmarladım.
Soykırımcının ve ona destek veren ABD ile AB’nin birliğini, dirliğini, gücünü, kuvvetini hezimetten hezimete uğrat Allah’ım!