Yaptırım ve garantörlük
Amerika bir anlaşma dayatıyor HAMAS’a. Bu anlaşmayı dayattığı ve kabul etmesini istediği kadar, soykırımcı israile dayatmıyor. Netenyahu anlaşmayı kabul edip etmeyeceklerine dair ses etmediğinde kimse onu suçlamıyor. Tüm suçlamalar HAMAS’a yöneltilmiş ve tek suçlu HAMAS görülmüş. Kimsenin soykırımcı israili suçladığı, anlaşmayı kabulde pasif olduğu, anlaşmanın şartları için uyulmadığında yaptırım garantisini neden vermediği gibi sorgulamalar yaptığı yok.
Sadece uluslararası bir algı operasyonu ve bu algı ile HAMAS’ı hedef alma var. Yanı sıra Katar, Mısır gibi ülkeler üzerinden de baskı oluşturma gayretleri, arka plan siyaseti adına sürüyor.
HAMAS tüm bu baskılar altında haklı olarak, yarın soykırımcı İsrailin aşama aşama anlaşma gerçekleşirken esirleri aldıktan sonra kim kaldığı yerden zulmüne devam etmeyeceğini garanti edebilir?
Kim anlaşmaya bağlı olacağını ve zulmüne devam ederse şu yaptırımları göreceğini yazılı bir karara bağlayabilir?
Bugüne kadar Birleşmiş Milletler’in aldığı hiçbir karara uymayan ve bu konuda sicili yüksek dereceden bozuk yani kabarık olan bu soykırımcı israilin vereceği bir güvene kim inanabilir ki?
Amerika bu işin garantörü olmayacak kadar soykırımcı israilin arkasında ve soykırımın/katliamın ortağı konumundadır. Gerek verdiği silahlar ve tonlarca ağırlıktaki bombalar, gerek siyaset alanındaki desteği onu zaten soykırım suçunun ortağı yapmıştır. Avrupa Birliği de aynı destekle soykırımcının arkasında durmaktan vazgeçmeyen bir pozisyondadır.
Peki, kim anlaşmaya uymayan tarafa yaptırım uygulayacak veya yola getirecektir?
Kim bunu sağlayacak ve garantörlük üstlenecektir?
Böyle bir yaptırımcı yoksa ve böyle bir garantörlük bulunmuyorsa, soykırımcı İsrail neden esirleri aldıktan sonra anlaşmaya uysun ki?
O zaman sözümüz HAMAS’a… Elbette Allah, şu ana kadar sizinle beraber olduğu gibi bundan sonra da sizinle beraber olacaktır. Sahibiniz Allah’tır. Sakın Arap ülkelerinin yöneticilerine güvenmeyin ve basiretinizi kaybetmeyin. Dünyanın sokak ve meydanlarında sizi destekleyenler ve Müslümanlardan yüreği sizin için atanlar hariç, Allah’tan başka sahibiniz yok.
Yaptırım ve garantörlük olmadan yapılan anlaşma uzun süreli olmaz. Esirler, yarının garantisi ve yatırımıdır. Öyleyse o kıymette bir karşılıkları olmalı ve güvencenin kaynağını oluşturmalılar. Güvenilmeyecek tek kimsenin de soykırımcı İsrail olduğu malumdur.