• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Her gündeme gelişi ya bombalama ya da Filistin’e dair bir mevzu ile alakalı olan boykot, saman alevi gibi parlama ile sürdürülebilir bir eylem değildir.

Boykotun ana sebebi işgalci israil, kimden ve hangi markadan destek alıyorsa bu desteği kesmek için toplumsal bir bilinç başlatıp halkı uyarmak ve bir adım atabilmektir.

Esas gerekçenin devamlılık arz eden bir sürece yayılması ve boykotun hayatın bir parçası olmasıdır ki beklenen etki, bir an önce kendini gösterebilsin.

Kırılma noktası yaşanan durumlarda yapılan indirimler, duyarlılık düzeyi yüksek olan bilinçli insanlar tarafından ret edilmelidir.

Ucuz diye alınması, boykotun pasif edilmesini beraberinde getirecektir ki, bu ucuzluğun kendi ucuzluğumuz olduğunu bilmeliyiz.

Elbette muadil veya farklı olacak  ürünlerin az olması ucuzluğu haklı çıkarmaz, rağbet edilen yerli ve ucuz muadiller bulup ortaya çıkartmak ve tanıtmakla alternatif işe başlayabiliriz.

Yine de tüm bu yaklaşımların temelinde yatan en gerekçeli duruş; prensipler ve ortaya konan kişisel iradedir, ancak bu kararlılık dik durmayı öğretir.

Müslüman birey, prensip ve iradesini değerlerinden ve inancından aldığı güçle, işgalci israil gibi zalim ve gurur abidesi bir yapıyı yola getirmeyi bilmelidir.

Yiyecek ve içecekte, giyim ve ihtiyaçta, teknoloji ve türevlerinde marka hastalığına takılmadan, kan ve kurşuna bulaşmadan boykottan vazgeçilmemelidir.

Boykota uğrayan markalardan birinin CEO’sunun yıllık gelirinin yarısını işgalciye hibe ettiğini bizzat gazetelerden okumuştum.

Bir diğer marka yiyeceğini veriyordu işgalci askerlerin, bir diğeri de içeceğini eksik etmiyordu görüntülerle dünyanın ve Müslümanların gözüne soka soka.

Özellikle Avrupa’nın yerleşik hayatında olan Müslüman neslin, buradaki yerli nesle göre daha çok bu markalardan faydalandığı ve bunu garipsemediğini bizzat müşahede ediyoruz.

Belki de hayatın sıradan bir işleyişi olduğu için pek gözlerine girmeyebilir bu markaların taraflı tutumu ve bilerek yardımda bulunuşları.

Tıpkı ABD ve AB gibi ülkelerin başkanlarının sıraya girip işgalciyi işgale daha çok yüreklendirmeye çalışması misali boykota katılmamak bir tür destektir.

En uzun yolun dahi bir adımla başlandığını bilmiyor muyuz?

Önemli olan kararlılıkla oluşan irade ve prensiplerin hayatımızı nasıl işgal ettiğini, ne kadar kuşattığını ve eyleme döktüğümüzü bize öğretmesidir.

Bu kararlılığı herkese fiili olarak ilan etmek de bize düşüyor; bir kurşun bir hayatla eş değerdir.

Bilinç, gittikçe artıyor; artık Avrupası, Amerika’sı yahut dünyanın her hangi bir yerinde insanlar, boykot ürünlerinden kan aktığının farkında.

İşgalci israil’e destek veren markaların ürünlerini velev ki bedava derecesinde de olsa alma ki çocuklar ölmesin!

Yazarın Diğer Yazıları