• DOLAR 34.654
  • EURO 36.373
  • ALTIN 2928.244
  • ...

Bir film düştü sosyal medyaya, “6-8 Ekim” belgesel filmi. 

Konusunda ilk olan ve belge niteliği taşıyan bu film, gerçek ve yaşanmış bir olayı dile getirmesi açısından önemlidir.

6-8 Ekim olayları gibi önemli ve tarihe not düşmüş vakalar, unutulup gitmeden ve geleceğe de bir iz bırakmadan yok olurlarsa, yeni nesiller geçmişsiz/köksüz kalır.

Bugüne dek bu olay hakkında belge niteliğinde neler yazılmış diye baktığımda şunları gördüm:

“6-8 Ekim Olayları Anatomisi” adlı akademik içerikli bir kitap çalışması. Yazarı Muhammed Kahraman olup kitap Etiket yayınları tarafından piyasaya sürülmüştü.

“Hangi Suçtan Dolayı Katledildi” diye “Sivil İnisiyatif” tarafından hazırlanmış, kuşe kâğıda basılmış ve içinde birçok tanınmış köşe yazarı ve sosyal medya kullanıcının duygu ve düşünceleri de alıntılanmış olan bir kitap çalışması daha vardı.

“Biz Senin Adını Kitaptan Biliriz” ve “Sen de bilirsin ki zalimler Kitab’ı bilmez” diye devam eden klipli bir şiir.

“Adı: Yasin” diye Meryem Varol tarafından yazılmış, Dua yayıncılık tarafından basılan bir roman çalışması hatırlıyorum.

Son olarak da mevzubahis olan filmimiz.

İz düşülen olayların belge niteliğinde görsel ve yazılı materyalleri, bu davanın gelecek nesillere aktarılması konusunda yol kılavuzu niteliğindedirler.

Bunun eşiği, filimle aşıldı ve tarihe artık bir not düşüldü.

Filmin varlığı bir başarı hikâyesi olsa da elbette eleştirilecek teknik yahut kurgusal öğeler bulunabilir.

Güzel kavramının göreceli olması gibi beğeni kavramı da görecelidir; ancak bu alanda her “ilk”in bir başarı olduğunu kabul etmek gerek; zira her ilk, değerlidir.

Sonraki çalışmalar veya girişimlerin bu ilkin üzerine bina edileceği gerçeğini de unutmuyoruz.

Elbette esas olan şeyin, kurban dağıtırken vahşi PKK’lı bir grubun insanlıktan nasipsiz her türlü vahşeti sergilemesinde bir çocuğa karşı uyguladıklarıdır.

Hangi kin, hangi nefret, hangi öfke bir çocuğa bu denli işkence ve ölümü reva gördürdü size.

Kendi ırkınızdan, kendi toprağınızdan olan bir çocuğu ne diye böylesi zalimane şehit ettiniz ki?

Yetmedi arkadaşlarını da aynı düşmanlığın sonucu olarak şehit etmeniz her iki dünyanın rezili olmasından başka ne kazandırdı?

İzleyiciler gerçek görüntülerle iç içe olan bu filmden anladılar ki Kürt ve Kürtçülük derdi yok bu zihniyetin; Sosyalizm denen zulüm var dillerinde ve ellerinde.

İzleyenler zaten bu hissiyatı seyrettiklerinde ne tür bir zulmün ve acımasızlığın, halka ve halkın malını, değerlerini nasıl yakmaya/yıkmaya çalıştıklarının görüntülerini görecekler, hem de gerçek görüntülerle.

Lenin, 17 Ekim’de Rusya’da sadece Ruslar değil, milyonlarca Müslümanı da öldürerek, sürgünlere göndererek katliamlar yapmadı mı?

Kanlı Ekim, galiba genlerinde var bu Bolşevik uzantısı zihniyetin.

Bu duygularla bu filmin tarihe iz düşmüş bir belge olması dolayısıyla henüz izlemeyenler için “Kanlı Ekim” adlı Youtube kanalında izleyebilirler diyor; Yasin ve arkadaşlarına rahmet diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları