Artık bahar hiç mi gelmeyecek?
Bugün olup bitenlere sadece Afrin`den değil Suriye`nin tamamını gözeterek, hatta bundan yedi yıl önce başlayan Arap Baharı`nın bütününü içine alan bir noktadan bakmak istiyorum.
Çünkü bugün Türkiye için Afrin operasyonunu zorunlu kılan şey Suriyeli Sünni muhalefetin başarısızlığı veya başarısız kılınmasıdır.
Suriye`nin yüzde yetmişinden fazla bir nüfusa sahip olmalarına rağmen bugün sahadaki güçleri ortadadır. Ne Soçi`de, ne Astana`da ve ne de Cenevre`de PYD kadar, Esed kadar da olsa denge unsuru olamamışlar. Yüzde yetmişlik bir oran hiç böylesine bölünüp parçalanmamış, ayakta kalanlar da Müslümanların yüzünü ağartamamıştır.
Dikkat etmişseniz Türkiye Afrin operasyonunu yürütürken hep Özgür Suriye Ordusuna vurgu yapıyor, hep onu ön plana çıkarıyor, belki onu sahadaki etkisinden daha fazla gösteriyor. Niçin? Çünkü bu hareketi meşru kılacak şey Suriyelilerdir. Türkiye ısrarla bunun bir fetih hareketi olmadığını, teröristleri temizledikten sonra orada hiç kalmayacağını, Suriye`yi Suriyelilere bırakacağını söylüyor ve doğru olanı yapıyor. İnşaallah daha sonra Özgür Suriye Ordusu ve diğer meşru muhalif güçler bu emaneti koruyabilirler.
Biz yine yedi yıl önce başlayan ve emperyalistler tarafından kışa dönüştürülen Arap Baharı`na dönelim. Başta Tunus olmak üzere Mısır, Ürdün,
Yemen, Libya ve Suriye`de İslami düşünce ağırlıklı bahar hareketlerini darbelerle tersine çevirenler başarılı olamamışlar, emperyalistlerin kuklaları her şeye rağmen hüsran yaşamaktadırlar.
Hiç kimse bugünkü kuklalarla bu işin artık hep böyle gideceğini, bu kışın bitmeyeceğini söyleyemez.
Mısır`da Sisi yönetiminin böyle sürüp gideceğini düşünebiliyor musunuz? Başta Mısır olmak üzere bu ülkelerin halklarından hangisi memnun bugünkü halinden?
Suriye böyle devam edebilir mi dersiniz.
İslam coğrafyasına baharın yeniden geleceğine yakinen inanıyorum. Birinci tecrübelerini de göz önünde bulundurarak Müslümanların baharı yeniden getireceklerinden kimse ümidini kesmesin.
Kış dediğin ne ki? Hele bir cemreler düşmeye başlasın, geriye bir şey kalmaz. Allah`ın izniyle bu defa daha önce uğramayan semtlerine de, birincisinin teğet geçtiğini zanneden krallıklara da uğrayacak.
Sonra bu aynı zamanda emperyalistlerin İslam coğrafyasındaki mağlubiyetleriyle neticelenecektir. Ciğerlerimize saplanmış vaziyetteki kirli tırnaklarının koparılması anlamına gelecektir.
Kim bilir belki o güzel sürecin başlangıcını yaşıyoruzdur. Yeryüzü hiç bir zaman bir tek mevsime çakılıp kalmamıştır.