• DOLAR 34.661
  • EURO 36.514
  • ALTIN 2953.809
  • ...

Önceki yazımıza güçlü olmamız gerekir vesselam diye başlamış ve öyle bitirmiştik.

Bugün dünyanın en güçlüleri birilerinin, özellikle bizim gibi, Osmanlı gibi yakın bir geçmişe sahip olanların güçlü olmasını istemiyor.

Fakat bu zalimlere haksızlık etmeyelim, bunlar bizim her konuda değil sadece hayati bazı konularda güçlü olmamızı istemiyorlar.

Yoksa hepimiz görüyoruz ki o bir numaralı emperyalistlerin dışında nice ülkeler bir çok konuda güçlü durumdalar.

Yani demek istediğimiz odur ki biz de emperyalistlerin göz yumduğu bir çok konuda güçlü olabiliriz.

Güçlendiğimizde acaba bizler de emperyalistlerin düşündüğü gibi mi düşünmeye başlarız? Güçlenmenin ve güçlü kalmanın bir kuralı mıdır bu? Güç zehirlenmesi denilen şey herkesin başına gelecek bir hastalık mıdır?

Ciddi anlamda güçlenmediğimiz için ülke olarak bu konuda henüz bir sınavdan geçmedik.

Mesela ciddi anlamda ihracatta bulunduğumuz gariban ülkelere; Ya hu bunu siz de üretebilirsiniz, biz size bu konuda yardımcı olabiliriz, diyebilir miyiz?

Devlet adına konuşmayalım, bireyler olarak, şirketler olarak bu ve benzer soruları soralım kendi kendimize.

Güçlülüğümüzü bizden güçsüzler üzerinden izleyebileceğimiz gibi kendi yaşantımızdaki değişiklikler üzerinden de izleyebiliriz.

Güçlendikçe kendimizdeki değişikliklerin başında elbette itikadi değişiklikler gelir, ilkeler bazındaki değişiklikler gelir.

Şu günlerdeki Kemalizm tartışmalarına da bu noktadan bakmakta fayda var. Biz bu konuda söyleyeceklerimizi daha sakin bir zamana bırakıyoruz.

Şunu unutmayalım ki güçlenen herkes değişir, güçlenen herkes güç zehirlenmesine uğrar diye bir kural yoktur.

Hormonlu büyüyenler, ödünç büyüyenler, kredili büyüyenler güçlenince bozulurlar, güç zehirlenmesine uğrarlar.

Kendi öz gücüyle güçlenenlerin güçleri kendileri için hayır olduğu gibi yakınları için, çevreleri için, özellikle kendilerinden güçsüz ve zayıf olanlar için de hayır olur.

İnsanlık bu şekilde herkes için hayır olan güçlülere muhtaçtır, Allah da böyle olanları sever.

Eğer güçlendikçe grileşeceksek, güçlendikçe çizgisizleşeceksek, güçlendikçe kendimiz olmaktan uzaklaşacaksak, bırakın öylece kalalım.