• DOLAR 34.669
  • EURO 36.812
  • ALTIN 2936.963
  • ...

Bugün politikadan, referandumdan, evet/hayırdan yazmayacağım. Belki bütün okuyucuları ilgilendirmese de biraz daha özel bir konuya temas edeceğim.

Bir kaç yıl önce henüz yirmisine varmamış kendisini çok güzel yetiştirmiş bir genç kardeşle tanışmıştım. Dört yıl Suriye`de kalmış, çok mükemmel bir Arapça ile birlikte başta hadis ilmi olmak üzere her konuda dikkat çekecek bir seviye kazanmıştı.

Kendisine gerçekten gıpta ettim. Bu gidişle yarın Türkiye`de parmakla gösterilecek âlimlerden birisi olma yolundaydı.

Hedefini sorduğumda kendisi de öyle söyledi; Türkiye`nin dört bir yanında, salonlarda, meydanlarda durmadan İslam`ı anlatacağını, bu ülkede İslam âlimlerinin layık oldukları konumda olmadığını, bu çıtanın yükselmesi gerektiğini söyledi, çok sevindim, başarılar diledim.

Sohbetin sonunda evliliğini ve askerliğini sordum. Birden ciddileşti, askerlik yapmayacağını, burada askerlik yapmanın şirk ve küfür olduğunu söyledi. Bu arada bakışlarıyla da benim ne düşündüğümü de öğrenmek istiyordu.

Benim ne düşündüğüm ayrı bir konu, fakat çok şaşırdığımı söyledim, sebebini sordu.

Deminden beri söylediklerinin hepsini bir çırpıda yırtıp attığını, bunlardan hiç birisini yapamayacağını söyledim. Çünkü sen demek istiyorsun ki, ben hiç bir salona, hiç bir kürsüye, hiç bir platforma çıkmayacağım. Hatta hiç bir yerde görünmeyeceğim, hiç bir kontrol noktasından geçmeyeceğim demek istiyorsun. Ömrüm hep kaçmakla, gizlenmekle geçecek diyorsun. Çünkü en basit bir polis kontrol noktasında tutulup askere götürüleceksin. Peki, bunca ilmi niçin tahsil ettin öyleyse?

-Peki, sence Kemalist sistemde askerlik yapmak, ilkeleri üzerine yemin etmek caiz midir, diye sordu. Dedim ki;

-Peki, sence Kemalizm sadece kışlanın, tel örgünün içi midir?

Tel örgünün dışı İslam Devleti midir? Şeriat Devleti midir? Kışlanın içiyle dışarısının arasında ne kadar fark vardır?

Sonra bu düşünceye kedisinin mi ulaştığını yoksa birilerinden mi etkilendiğini sorduğumda birilerinden etkilendiğini öğrendim.

-Peki, bu ağabeyleriniz askerliğini yapmamış mı? Eğer yapmamışlarsa şunun yolunu bir de bize öğretseler ya.

Daha da önemlisi; işte devlet, işte askerlik şubeleri ve diğer kurumlar. Gidip oralara meydan okusanız ya. En azından vicdani retçilerin yaptığı kadar; ben askerlik yapmak istemiyorum deseniz ya. Niçin gelip gelip dindar gençlere musallat oluyorsunuz, niçin onları tekfir ediyorsunuz?

Kulağım çoktan beri bu gençten ve ona benzer gençlerden gelecek sesleri hasretle beklemektedir. Çünkü gerçekten konferans salonlarını, miting alanlarını etkileyecek birikime sahiplerdi. İnşaallah askerlik yapmama adına saklambaç oynamayı sürdürmüyorlardır.