• DOLAR 34.703
  • EURO 36.683
  • ALTIN 2940.977
  • ...

Müslümanların bu şekildeki tebrikleşmeleri, Rablerinden zafer temenni etmeleri, bayramları müslümanlar için hayırlara vesile kılmasını istemeleri  benim aklımın erdiği en azından bin dokuz yüz yetmişli yıllardan beri devam etmektedir.

Bu şuurlu tebrikleşme yıllar yılı kartpostallarla, kartvizitlerle ve mektuplarla sürdükten sonra bugün çok daha artarak yerini elektronik iletişime bırakmıştır. Ramazan ve Kurban bayramlarından fazla olarak bugün bu tebrikleşmeye mübarek geceler de dahil edilmiştir.

Her birimiz yılda en azından sekiz on defa zafer temennileriyle dolu tebrik mesajları almaktayız.

Müslümanlar bugün bu temennilerinden, daha doğrusu dualarından hiç vazgeçmediler ve ısrarla sürdürmektedirler.

 Bu temenniler bana göre en içten ve samimi birer dua idi, hem de duanın yazılı olanıydı.

Bugün ben şuna şahitlik ediyorum ki, Allah Teala Müslümanların bu temennilerini, bu dualarını asla zayi etmemiş ve kabul buyurmuştur.

Hiç kimse kötümser bir tablo çizmesin, kötümser tablo çizenlere iltifat etmesin.

Yetmişli yılların başından bugüne kadar bir takım zikzaklar, iniş çıkışlar, hatta işgaller olmuşsa da, İslam dünyasının ve Müslümanların hep iyiye doğru gittiğine, hayırlara ulaştığına ve zaferler elde ettiğine, en azından iradelerini orta yere koymaya başladıklarına inanıyorum.

Özellikle Arap Baharı kapsamındaki hiçbir İslam ülkesinin düne göre bugün hayırlı bir noktada olduğuna, önceki günlerini aramadıklarına, aramayacaklarına inanıyorum. Söz konusu baharının öncülüğünü yapan Tunuslu müslümanlar, bu defa kendi iradelerini sandığa da yansıtarak maksatlarının sadece bir diktatörden kurtulmak olmadığını, aynı zamanda  tercihlerini İslam`dan yana kullandıklarını göstermişlerdir.

Şu husus asla unutulmasın, kendi diktatörlerini deviren Müslüman kitleler, iradelerini ortaya koyma konusunda Allah`ın izniyle Tunus`tan geri kalmayacaktır.

Müslümanların kendi özgür iradelerini rahatça ortaya koyabilme imkanına kavuşmaları, buna engel olan kendi diktatörlerini yıkmaları aslında bütün bir yeryüzü için hayırdır.

Belki yaşadığımız dünyadaki en büyük çarpıklıkların başında, zalimce sömürü düzenlerinin oluşmasında en büyük payın söz konusu diktatörler olduğunu pekala söyleyebiliriz.

Geri kalan Müslüman halklar da kendi mevcut zalim ve diktatörlerinden er geç kurtulacaklardır, Rabbimizin kanununa göre bahar geldi mi her yere birden gelir, özellikle aynı bölgede bulunan toprakların bir kısmı asla bu bahardan istisna olamaz.

İslam dünyasının baharı bütün bir yeryüzünü olumlu anlamda etkileyecektir. Emperyalist dünya da kendisine çeki düzen verecek, hiç olmazsa zulmünü azaltmak durumunda kalacaktır.

Düne kadar şu ses dillendiriliyordu;

“ABD ve Batı dünyası İslam`la birlikte yaşamasını öğrenmelidir.”

Bugün buna bir şey daha eklendi: “ABD ve Batı dünyası  Siyasal İslam`la birlikte yaşamasını da öğrenmelidir.”

Ve öğrenecekler Allah`ın izniyle.

İşte biz bu duygularla bayram ediyoruz. Rabbimizin bizim bölgemizde tutuşturduğu Peygamber Sevdasının sadece buraya has bir şey olmadığına, bunu aynı anda İslam dünyasının dört bir yanında da gerçekleştirdiğine şahitlik ediyoruz, bu sevdanın, bu nurun tamamlanacağına da yürekten iman ediyoruz.

Bütün bunlardan sonra, kabul buyrulacağına yürekten inanarak diyoruz ki:

Kurban Bayramınızı en samimi duygularla tebrik ediyor, İslam âlemi için, Müslümanları için hayırlara ve zaferlere vesile olmasını, lütfeylediği bu hayırların ve zaferlerin tamamını bizlere göstermesini, her günümüzü bir öncesinden daha güzel eylemesini, “Elhamdülillah, bize bu günleri de gösterdi…” dedirtmesini  Rabbimizden niyaz ediyoruz.