Bir Kutlu Mevsimin muhasebesi
Şükürler olsun Rabbimize, bir Kutlu Doğum mevsimini daha yaşadık ve şimdi geride bırakıyoruz. Bu mevsim katılacağım son etkinlik hafta sonu Tatvan olacak inşaallah. Rabbim bir sonrakine ulaşmayı nasip eylesin.
Operasyonlardan dolayı büyük gerginlikler yaşayan ülke ve bölge için Kutlu Doğum etkinlikleri bir hayat iksiri gibi insanımızın imdadına yetişiverdi, olumsuz atmosferi bir anda gerçek ümitlerle doldurdu.
Bomba sesleri ve siyah dumanlarla kaplı bir günde havanın birden açılması, güneşin birden parlaması gibi oldu.
“Gitmeyin, bomba patlayacak!” sözü Türkiye genelinde Peygamber düşmanlarının ortak kara propagandasıydı. Birileri ciddi bir şekilde bunu yaydılar, katılımı önlemek için bazı şehirlerde ev ev dolaştıklarını öğrendik. Üstelik bu kara propagandanın inandırıcı yönü ve ihtimali de vardı. Öyle ya, şehirlerin meydanlarında canlı bombalar cirit atıp duruyordu.
Elhamdülillah buna rağmen sizlerin de şahid olduğu gibi insanımız inadına Kutlu Doğum dedi, başka bir şey demedi.
Daha önce yapmadığımız birçok yerde de bu yıl Kutlu Doğum etkinliği yaptık elhamdülillah, gelecek yılı sabırsızlıkla bekliyorlar.
Gelelim bu işin muhasebe yönüne, yazımızın başlığına.
Öncelikle sahne gerisinde, bu işin mutfağını hazırlayan, şehirlerde adım atmadıkları bir nokta, çalmadıkları bir kapı, bildiri dağıtmadıkları bir sokak bırakmayan kardeşlerimizi tebrik ediyoruz, Rabbim ecirlerini versin. Bu işin bir numaralı kazananları, işlerini sıfır kusurla yapanlar bunlardı.
Başta konuşmacılar, sunucular, ilahi ve ezgi gurupları, yani sahnede yer alan kardeşlerimizi de tebrik ediyoruz. Bununla beraber kendimizi ciddi anlamda yenilememiz gerektiğini, bu işe şimdiden başlamamız gerektiğini söylemeliyiz.
Parolamız şu olmalıdır; Her şey geçen yıldan çok daha güzel olmalıdır. Etkinliklerimizin muhtevası baştan sona dopdolu ve mükemmel olmalıdır. Bize saatlerini ayıran Müslümanların vakitlerini boşa geçirmemeliyiz, bunun vebali büyüktür.
Elhamdülillah bu anlamda ufkumuzu açacak yeni adımlara, daha önce olmayan güzelliklere şahid olduk. Bunu genelleştirmeliyiz. Bunun için katılımcıların izlenimlerini dinlemeliyiz, gelecek yıl neler yapabileceğimizi şimdiden kararlaştırmalıyız.
Evet, biliyoruz, bizim tek işimiz Kutlu Doğum etkinlikleri düzenlemek değil, elhamdülillah sayısız faaliyet alanlarımız var. Fakat unutmayalım ki Kutlu doğum etkinliklerinin yeri ve önemi bir başkadır.
Biliyor musunuz, en az meydanlardaki, salonlardaki kadar verimli geçen bir şey daha vardı.
Söz konusu etkinliklerin ardından bir evde, bir dernek binasında başta sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri ve o şehirde İslam adına taşın altında eli olan, İslami çalışmaları yürütenlerle gece geç saatlere kadar yaptığımız oturumlardı. Hayırlarla, bereketlerle geçen en verimli zamanlarımız bu zamanlardı.
Bir anlamda o şehirde bundan sonra İslam adına ne yapılabilir, kimler nasıl görev üstlenebilir, buna benzer her şeyin konuşulduğu, insanımızın birbirlerini daha yakından tanıdığı, yanlış anlaşılmaların, bulanıklıkların giderildiği güzel saatlerdi.
Yarım bırakılmadan, kaldığı yerden sürdürülmesi gereken oturumlardı bunlar. Belki de Kutlu doğum etkinliklerinin en önemli meyvelerinden birisiydi.
Bizim mevsimimiz böyle geçerken siyasetin gündemi de epeyce dolu geçti ve geçeceğe benzemektedir. Ve bu gündem bizi de yakından ilgilendirmektedir.
İktidarın kendi içinde yeniden şekilleneceği, başbakanlık, belki de cumhurbaşkanlığı makamında değişikliklerin olacağı, buna paralel yeni gelişmelerin olacağı anlaşılmaktadır.
Dokunulmazlıkların kaldırılması, bölgede devam eden operasyonlar, sınırlarımızın dışındaki gelişmeler de bizi yakından ilgilendirmektedir.
Biz de bunlarla gerektiği kadar ilgileneceğiz, ilgileniyoruz, bigâne kalmıyoruz. Fakat bildiğimiz bir şey vardır ki, kendi bildiğimizi, kendi ajandamızı, kendi projelerimizi aksatmadan, geciktirmeden sürdürmeye bütün heyecanımızla devam edeceğiz.