Bu bir sevdadır
Sevda dedik, Peygamber Sevdası dedik yola çıktık.
Sevda bizim yakıtımızdır, sermayemizdir, her şeyimizdir. Eğer sevdanız yoksa yolda kalırsınız, hatta yola çıkamazsınız ki.
Allah dostlarından birisinin dergâhına bir genç gelir ve önünde oturur:
-Efendim, ben de size katılmak, sizin gibi olmak istiyorum der.
Allah dostu gözleriyle genci süzdükten sonra
-Sen hiç aşık oldun mu, mesela bir kızı sevdin mi?
-Hayır efendim
-Peki, sen çiçekleri sever misin?
-Hayır efendim
-Kedileri sever misin, civcivleri sever misin?
-Hayır, efendim sevmem
-Kuzuları sever misin, hayvanları sever misin?
-Hayır efendim sevmem
-Peki, akan bir suyu, bir şelaleyi?
-Hayır efendim cevabını verince Allah dostu birden öfkelenir ve eliyle kapıyı gösterir
-Defol git şuradan, bizi de kurutacaksın nerdeyse!
Gerçekten de öyledir. Sevdası olmayan, heyecanı olmayan, duygusu olmayan birilerinin yanında sakın fazla kalmayın, onların kapsam alanına fazla girmeyin. Bütün aşkınızı ve heyecanınızı yok ederler, ümitlerinizi söndürürler, sizi yolunuzdan çevirirler.
Elbette sadece düşüncesiz duygularla yola çıkılmaz fakat duygusuz düşünceler de hiçbir şeye yaramaz.
Eğer heyecanınız varsa, sevdanız varsa Allah`ın izniyle onun yanına düşünce tedarik etmek zor bir şey değildir.
Fakat sadece düşünceniz varsa, bilgi birikiminiz varsa, sevdanız ve heyecanınız yoksa onu tedarik etmek öyle kolay bir şey değildir.
Siz bana dört beş sevdalı öğrencinin kaldığı bir öğrenci evi gösterin, bir müddet sonra onların o şehri nasıl avuçlarına aldıklarını size göstereyim.
Çünkü o sevdalı gençler ortaya çıktığında o şehirde, o üniversitede sevdası olup da üzeri küllerle örtülü ne kadar öğrenci varsa hepsini ortaya çıkarıverir. Sevdalı ruhlar çok kısa bir zamanda eşleşirler.
İnsanlık adına büyük bir enerjinin açığa çıkması demektir.
Ve tarihin dönüm noktaları çoğu zaman bu şekilde ortaya çıkar.
Elhamdülillah şimdilerde biz hep bunlara şahitlik etmekteyiz.
Bir şehre vardığınızda gözlerinin içi alev alev yanan dört beş genç bir araya gelmişseniz, o şehre ikinci bir defa vardığınızda aynı kendileri gibi nice gençlerin meydana çıktığını, kısa zamanda bulundukları yere kendi renklerini verdiklerini görüyorsunuz.
Bu ülkenin her kentinde elbette dört beş sevdalı öğrenci bulunduğuna, ortaya çıkacağına göre, Allah`ın izniyle bu sevdanın her yeri kaplayacağından hiç kimsenin tereddüdü olmasın.
Muhammedî Sevda o şehrin meydanlarını doldurduğunda siz onu ilk defa başlatan o dört beş sevdalıyı hiç unutamıyorsunuz, zaten nereden bakarsanız bakın onlar hep önde oluyor, her yerden görünüyorlar.
Şöyle bir geriye gidin, bu sevdanın başlarına doğru gidin, hep onları göreceksiniz. Öğrenciliklerinin bitmesiyle başka bir yere gitseler de sevdalarını aynı sıcaklıkla gittikleri yerlere taşıyorlar, o şehre yeni bir sevdalının geldiği hemen fark ediliyor, İslami hareket yeni bir ivme kazanıyor.
Ne mutlu onlara!
Bugün meydanları dolduran binlerce, on binlerce, yüz binlerce sevdalının temelinde hep onlar vardır. Diyarbakır Nevruz alanını bir de bu gözle izlesin, Muhteşem Batman`a bir de bu gözle baksın, İstanbul`un yüz binlerini, Van`ın ve diğer kentlerin on binlerini bu zaviyeden incelesin.
Şimdi herkes kendisini bir defa daha yoklasın, yüreğini kontrol etsin, bu sevdadan ne kadar taşıyor.