Türkiye`nin en gerçekçi fotoğrafı
Bugün seçim sonuçları üzerinde yoğunlaşmış olacaktık, samimi bir şekilde kendi kendimizi sorgulayacaktık, bahanelere sığınmayacaktık.
Kutlu Doğum etkinliklerinde ülkenin ve özellikle bölgenin meydanlarını hınca hınç dolduran, Diyarıbekir`inİstasyon meydanına, Nevruz alanına sığmayan, tekbir ve salâvatlarla yeri göğü inleten, sağanak yağmur altında saatlerce bekleyen, Peygamber Aleyhisselam`ın isminin her anılmasında gözlerinin içi parıldayan, aynı anda elini kalbinin üzerine koyarak salâvat getiren bu insanlar şimdi neredeler, ne yapmışlar, kimlere oy vermişler diyecektik.
Fakat bildiğiniz gibi bugün yine şehadeti, küfrün fiili dayatmasını konuşacağız..
Güzel mi güzel bir Müslümanın şehadetiyle o konuyu artık başka bir güne bırakıyoruz.
Aslında Aytaç Baran`ın hunharca katledilişi Türkiye`nin gerçek gündemi, Türkiye`nin en sahih fotoğrafı olarak kendisini göstermiş durumda.
Seçimin neticelerine göre bölgede vuku bulabilecek olaylar hakkında ülke insanının tamamına yakını bir takım tahminlerde bulunuyordu.
Eğer HDP barajı aşamazsa bölgede isyan çıkabileceği söyleniyor, hatta malum çevre bunu dile getiriyor, tehdit ediyordu.
Fakat baraj aşıldığı takdirde nelerin olabileceği konusunda insanımız yanılıyor, yanlış tahminlerde bulunuyordu.
Barajı aştığı takdirde örgüt artık muradına ermiş olacağından bununla tatmin olacağı, artık sükûnetin hâkim olacağı, olsa olsa bir takım şımarıklıklar sergilenebileceği, derbi maçlarının sonunda olduğu gibi zafer sarhoşluğuyla ufak tefek vukuatların olabileceği, buna da katlanılması gerektiği düşünülüyordu.
Ülkenin batısında masa başında yazıp çizenler böyle düşünüyor ve bunu dile getiriyordu.
Gerçeğin hiç de öyle olmadığını PKK`yi çok iyi tanıyan bölge Müslümanları iyi biliyor ve şunu anlatmaya çalışıyordu:
Ortaya çıktığı günden itibaren bu örgüt kendileri dışında hiçbir kesimi asla kabullenmemiş, kendilerine katılmaktan, bölgeyi terk etmekten veya ölmekten başka bir seçeneklerinin olmadığını söylemiştir.
Düne kadar bu söylediğini güçlü olduğu kırsalda fiili olarak uygulamıştır.
Seçimlerden sonra şimdi sıra şehirlere gelmiştir.
Barajı aştıkları takdirde azgınlaşacaklarını, bölgede kendileri dışındaki yapıları, özellikle Peygamber Sevdalılarını tasfiye etmeye çalışacaklarını biliyordu bölge Müslümanları. İşte şimdi gerçekleşmekte olan budur.
Aytaç Baran örgütün zafer sarhoşluğu esnasında kim vurduya giden birisi değil, defalarca tehdit edilen ve sonunda çok ciddi bir suikastla şehid edilen bir Müslümandır.
Aytaç Baran`la birlikte ilk etapta yüz kişilik bir ölüm listesi söz konusudur, emniyet haber vermiştir.
İşte bölgenin net fotoğrafı budur. Müslümanlar ciddi bir kuşatma ve tehditle karşı karşıyadır.
Bunu hükümet çevreleri hiçbir zaman bu şekilde görmedi. Onların bir tek dikkat ettiği husus, üç seçim döneminde ülkenin batısına asker ve polis cenazesinin gelmemesiydi, bu kendileri için büyük bir başarıydı.
En güçlü zamanında bu gerçeği görmeyen, bu konuda hiçbir şey yapamayan/yapmayan AKP iktidarının, her halde iktidardan düştükten sonra bir şey yapması söz konusu değildir.
Biz asıl ülke genelindeki ve özellikle batıda yaşayan Tevhidî düşünceye sahip Müslüman kardeşlerimize sesleniyoruz:
Müslümanca var olabilmek için, Müslümanca bir hayat yaşayabilmek ve bir kimlik ibraz edebilmek için otuz beş kırk yıldır bedel ödemekte olan ve bugün de bedel ödemeye devam eden bu kardeşlerinizi lütfen görünüz. Nasıl bir dayatmayla karşı karşıya olduklarını birazcık anlayınız.
Ülke genelindeki küfür cephesinin dayanışmasına bir bakınız. Batıda bulunan ne kadar şer odağı varsa, ne kadar ahlaksız örgüt varsa olanca güçleriyle doğuya yüklendiler, küfür cephesinin kazanması için aralarındaki bütün farklılıkları bir yana bıraktılar.
Onların yaptığı gibi daimi olmasa bile ödünç destek verin kardeşlerinize, bir gün geri almak üzere ödünç destek istiyoruz sizlerden.
Unutmayınız ki bu cephe çökerse ülke genelinde Müslümanlar kolay kolay iflah olamayacaklar.