• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Ben PKK`nin kolay kolay silah bırakacağına inanmıyorum. Hele böyle birilerinin dört bir yandan “Bırakma! Sakın bırakma!” diye alkışlarla tempo tuttukları bir dönemde.

PKK bugün sadece Türkiye içindeki silahlı bir örgüt değil, orta doğuda IŞİD ve benzer radikal İslamcılarla mücadele ettiğini söyleyen, bundan dolayı başta ABD ve Avrupa olmak üzere nicelerinin kahramanı konumundadır.

Üstelik bir de batının kozmopolit değerlerini bölgeye taşıma görevini de üstlenmişse, artık onların göz bebeğidir ve kesinlikle ayakta kalmalıdır, çözüm süreci gibi siyasetlerle eriyip gitmemelidir.

Hatta batı dünyasına göre bugünkünden daha ağır silahlarla donatılarak güçlü bir ordu haline getirilmelidir.

Böyle bir fotoğrafı hangi batılı ve ABD`li istemez? Kendi değerleri için savaşan, Kemalizm`in bir türlü terbiye(!) edemediği Kürtleri kısa bir dönemde kozmopolitleştiren, bitip tükenmeyecek iç savaşlar için yeni bir cephe açan bir örgütü kim istemez?

Sizin anlayacağınız çözüm sürecini pembe rüyalarla noktalamak isteyenlerin işleri çok zor.

Diyelim ki hiç olmazsa önemli bir bölümü silahlarıyla birlikte ülke dışına çıktılar, Türkiye sınırları içindekiler de silahlarını bıraktılar ve dağdan indiler.

Siz dağdan inen veya cezaevinden çıkan birilerinin nasıl bir psikolojiye sahip olduklarını biliyor musunuz?

Sadece PKK`liler için söylemiyorum; Siz bir ideoloji uğruna dağa çıkıp mücadele veren, cezaevinde yatıp bedel ödeyen birilerinin bu işin sonunda bir köşeye çekilip sessizce oturacağını, gözden kaybolup kendisini unutturacağını, çoluğa çocuğa karışarak başını kaldıramaz hale geleceğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

 Dağdan indikten veya cezaevinden çıktıktan sonra da onlar her zaman önde olmak isteyeceklerdir. Bir anlamda haklıdırlar, kendi davalarının kahramanıdırlar, uğruna bedel ödemişlerdir.

Eğer bir de bugün elde ettikleri kazanımları şiddetle, kuvvetle elde ettiklerine, bundan sonra da böyle olacağına inanıyorlarsa, çözüm süreci gereği silahları bırakmış olsalar bile onlar için basit bir şeydir, göstermeliktir. Silah temin etmek çok zor bir şey midir?

Şiddetten, dayatmadan, kaba kuvvetten başka bir hünerleri, başkalarını ikna gücü olmayanların ellerinden silahlarını aldığınızda adamlar ne yapabilirler?

Hani meşhur bir söz vardır; Elinde çekiçten başka bir şeyi olmayan, bütün meseleleri çivi olarak görür… Böyle birisi için çekiç bulmak çok zor bir şey midir?

Bir duruşmadan çıkan iki avukat adliye koridorunda birlikte yürüyorlardı, birisi durdu ve ötekine sordu:

-Sizinkiler gerçekten silahlarını gömdüler mi, tamamen bıraktılar mı? Diğeri tebessüm ederek;

-Ya avukat bey, çocuk gibi düşünüyorsun. Silah aynen bir şemsiye gibidir, gerektiği zaman, yani yağışlı havalarda bulundurulur. Eğer hava açıksa, güneşliyse insan niçin şemsiye taşısın, ne gerek var buna? Fakat eğer yağmur başlarsa şemsiye temin etmek çok zor bir şey midir?

İnsanlara sunacakları hiçbir erdem ve faziletleri olmayanlar, insanların yüzünü güldürecek, onları mutlu edecek hiçbir reçetesi olmayanlar, insanları ikna edecek bir dile sahip olmayanlar prosedür gereği silahlarını bırakmış olsalar bile başka bir üstünlükleri olmadığı için ellerindeki tek imkan olan şiddet ve dayatma gücünü şöyle veya böyle kullanmaya devam edeceklerdir. Çünkü zavallıların elinden gelen budur, yok başka bir şeyleri.

Bu durumda Müslümanlara düşen iki şey vardır:

Birincisi bu fotoğrafı iyi okumak, iyi görmektir. Değişmez Nebevi kanun gereği bir delikten iki defa ısırılmamaktır.

İkincisi ise, Müslümanlar olarak başta iç içe yaşadığımız insanlar olmak üzere toplumlara sunacak erdemlerle, faziletlerle donanmaktır, tehlikeli dalgalar içerisinde boğulmakla karşı karşıya bulunanlara sığınılacak güvenilir limanlar olabilmektir.

Şu anda başlattığımız Sevda Mevsimimizi bu anlamda değerlendirmektir. Elinden ve eteğinden tutmaya çalıştığımız biricik Sevdamız olan Hazreti Peygamber Aleyhisselam`a diğer insanları da çağırmak, onları da aynı şekilde onun elinden tutturmak, eteğinden tutturmak ve o kervana katıvermektir.

Haydi yolumuz açık olsun!