Siyasal İslamın sonu mu? Hizmetin hezimeti mi?
Hızlarını hiç kesmediler, bir tek adımlarını bile geri atmadılar, malzeme olarak ellerinde ne varsa edep haya dinlemeden sonuna kadar kullanmaya kararlılar. Mevcut iktidarı darbe yoluyla düşürmeyi kafalarına koymuşlar, emir aldıkları merkezler de öyle istiyor.
Zaman`daki sözcüleri bugün itibariyle geldikleri son noktayı da “Siyasal İslam`ın bitişi” olarak nitelendirmiş, daha da ileri giderek bir tv programında Ak Parti`nin kapatılmasını istemiş.
Öncelikle belirtelim ki bizler çizgi olarak Siyasal İslam üzerindeyiz. Bizim ibadetimiz siyaset, siyasetimiz de ibadettir. Bu bağlamda söyleyeceklerimiz vardır.
Evet, şu anda gelinen nokta birilerinin bitişidir; fakat bu Siyasal İslam`ın bitişi değil.
Kendileri de emperyalist ağababaları da kesinlikle biliyorlar ki günümüz dünyasında kendilerini tehdit eden tek şey Siyasal İslam`dır.
Siyasal İslam`ın bittiğine dair birileri Amerika`da istediği kadar kitap yazadursun, birileri bunu içeride dillendiredursun, biten ve tükenen kendileridir, hem de böylesine hiç beklenmedik bir anda, birdenbire.
Evet, bir bitiş söz konusudur ve bu bitiş, siyasi ihtirasla yanıp tutuşan, fakat bunu bugüne kadar gizleyenlerin bitişidir.
Siyasetin kendine ait yollarına girmeden, özellikle hiçbir bedel ödemeden, kaybetme riski almadan siyasete ahlaksızca şantaj yollarıyla ve kalleşçe hâkim olmak isteyenlerin bitişidir bu.
Siyasi anlamda halkın önüne çıkmadan, siyasi düşüncelerini açıkça deklare etmeden, hedeflerini halka sunup halktan vekâlet almadan, yetki almadan, kısacası siyaseti erkekçe yapmayanların bitişidir, hazin sonudur bu.
Siyasal İslam düşmanlığı yaparak halkı ahmak yerine koyup kendileri bizzat siyasetin tamamını gasp etmek isteyenlerin bir anda çöküşüdür, çözülüşüdür şu anda izlediğimiz.
Biten ve birden bire tükeniveren Siyasal İslam değil, emperyalizm adına Siyasal İslam`ı hem de en rezil yollarla engellemekle görevlendirilenlerdir.
İsrail adına, Amerika adına dünya genelindeki İslami uyanışı, Siyasal İslam`ı durdurmak isteyenlerin, bunun en önemli ayağının Türkiye olduğunu bilerek burada çöreklenenlerin bir anda tükenişidir.
Aziz İslam`ı kullanarak ağıtlarla, gözyaşlarıyla elde ettikleri dev maddi imkânları, azgın İslam düşmanı emperyalizmin arzuları uğrunda harcayanların tükenişidir bu.
Dilden dile dolaştırdıkları sayısız Peygamberli rüyalarla saf insanımızın alın terlerini o Peygamber`e (s.a.v) asla iman etmeyen, onun mazlum ümmetiyle savaş halindeki emperyalistleri hoş gösterme yolunda harcayanların deşifre oluşudur, tükenişidir bu.
Yazık, gerçekten çok yazık! Bu ümmetin potansiyelinin, bu ümmetin enerjisinin bu şekilde bu ümmetin aleyhinde kullanılması ne acı bir şey!
Türkiyeli Müslümanlar için ne pahalı bir maliyet, ne büyük bir moral bozukluğu!
Hizmetin hezimetidir bu, hem de ne acı bir hezimet!
Bugünden sonra Hizmet için hezimetten başka bütün yollar tükenmiştir, tıkanmıştır.
Hizmetin önünde galibiyet diye bir şey görünmemektedir. Eğer bugün galip geleceklerine inanıyorlarsa, özellikle teşebbüs ettikleri şu darbenin galibiyetle sonuçlanacağına inanıyorlarsa, bilsinler ki asıl mağlubiyet, hem de çok acı bir mağlubiyet bu olacaktır.
Olur ya israil`in, ABD`nin ve diğer emperyalist odakların emir ve arzuları doğrultusunda mevcut iktidarı alaşağı edebilirlerse asıl mağlubiyet, kendileri için asıl bitiş ve tükeniş o zaman başlayacaktır.
İşte o zaman Türkiye`deki bütün İslami kesimlerin gazabına muhatap olacaklardır, bütün mazlumların öfkesini üzerlerine çekeceklerdir.
Şu anda bu Türkiye`nin ve insanının ekonomik kayıplarının tek sorumlusu olarak bu darbe taşeronları görülmektedir.
Böyle bir galibiyet durumunda İslam dünyasının ve özellikle Ortadoğu`nun tamamına yakınının öfkesini ve beddualarını kendilerine yöneltecektir.
İslam dünyasında ümitle bahar bekleyen milyonlarca mazlum Müslüman, baharlarını kışa çevirmeye çalışanları asla unutmayacak ve affetmeyecektir.