Belki çoğumuz Guantanamo Kampında olacaktık!
Darbe teşebbüsü mü dersiniz, darbe girişimi mi dersiniz, başladığı günden bu yana hızını hiç kesmeden devam ediyor.
Başbakan uzak doğudayken doğrudan hükümeti hedef alan son İzmir operasyonu gösteriyor ki ellerinde bulundurdukları malzemenin tamamını bu yolda kullanacaklar.
Fethullah Gülen`in Cumhurbaşkanına gönderdiği mektupta en ufak bir pişmanlık işareti ve buna paralel bir geri adım görülmediği gibi kendilerinin zulme uğradığı anlatılmakta, bunun için hükümetten somut bir takım taleplerde bulunulmakta, hatta bir anlamda hükümete teslim ol çağrısı yapılmaktadır.
Bu arada Türkiye`deki bütün İslami camiaları da aptal ve ahmak yerine koyarak hükümetin İslami camialara savaş açtığını, Hizmet camiasından başlayan bu savaşın yarın kendilerine geleceğini iddia ederek onları yanına çekmeye çalışıyor. Mektupta kendilerinin iktidarı devirme savaşından hiç mi hiç bahsetmiyor, başta emniyet ve yargı olmak üzere ele geçirdikleri, etkin oldukları bürokraside diğer camia mensuplarına neler çektirdiklerinden hiç söz etmiyor, sanki insanımız bunları hiç bilmiyor.
Bırakınız başka meşrepte olan camiaları, etkin oldukları bürokraside Risale-i Nur camiasının diğer kollarına neler çektirdiklerini bir bilseniz…
Diyorum ki bunlar iktidarı tam olarak ellerine geçirmiş olsalardı ne yaparlardı acaba? Eğer bu darbe işini başarıyla neticelendirir ve tam olarak hâkimiyeti ellerine geçirirlerse, insanımızın çekeceği çok şey var.
Zaten yargı ve emniyetteki hakimiyetlerinden dolayı yıllardır çekmiyor muyuz çekeceğimizi?
Son on yılda yağdırılan yüzlerce yıllık cezaları, onaylanan cezaları şöyle bir hatırlamaya çalışalım.
Yargıtay tarafından onaylanmayan veya Müslümanların lehine bozulan bir tek ceza gördünüz mü?
Hem sadece bir camiaya değil, bütün camialara…
On dört yıl bekledikten sonra otuz üç kişiye İBDA-C davasından Aralık ayının son haftasında ceza yağdı, Hizbuttahrir üyelerine durmadan ceza yağıyor, Yakup Köse öylesine.
Eğer bunlar darbede başarılı olurlarsa Tevhidi düşünceye mensup camiaların ileri gelenleri kendilerini Guantanamo`ya hazırlasınlar, gidecekleri yer orasıdır.
Yeter ki El-Kaideci yaftasını yemeye görsünler, bu da onlar için çok zor bir şey olmasa gerek. Hiç tereddütsüz gözlerinin yaşına bakılmadan Amerika`ya teslim edileceklerinden şüpheleri olmasın.
Başta İHH mensupları olmak üzere çoğumuzun gideceği yer Amerika`nın söz konusu dillere destan bu esir kampı, bu işkence merkezi olacaktır.
Çünkü bunlar Mavi Marmara`yı asla hazmedemediler, israil`in hezimetini asla kabullenemediler.
Unutmayalım Hatay`da çevrilip aranmak istenen tırın bu darbe girişimi içerisinde apayrı bir yeri vardır.
Devlet olarak Türkiye`yi El-Kaide`ye silah yardımı yapan ülke olarak göstermeye yönelik bir operasyondu.
Darbenin taşeronları Hükümetin bizzat kendisini El-Kaideyle kol kola gösterme uğraşı vermekte, bunu da ABD, AB, israil`e ve bütün bir dünyaya gammazlamaktadır.
Darbe eğer başarıya ulaşmış olsaydı bırakınız bizim gibi radikalleri, hiç tahmin edemeyeceğiniz kişiler bile El-Kaideci oldukları iddiasıyla şu anda Amerika`ya teslim edilmişlerdi bile. Filistin ve Gazze için mücadele veren niceleri de belki aynı şekilde israil`e teslim edilecekti.
Son bir not: Roboski için Askeri Savcılık takipsizlik kararı vermiş durumda.
Sözü fazla uzatmadan diyorum ki Allah için doğru söyleyin. Bu olay Türkiye`nin bir başka yerinde bir başka sınır bölgesinde olsaydı; Trakya`da, Edirne`de, Tekirdağ`da vatandaşlar Türkiye`nin savaş uçaklarıyla bombardıman edilseydi ve otuz dört kişi param parça olsaydı…
Söyleyin Allah aşkına, böyle mi sonuçlanırdı? Her şeyden önce ülkenin batısı böyle mi sessizliğe gömülür, böyle mi vurdumduymaz kalırdı?