• DOLAR 34.602
  • EURO 36.607
  • ALTIN 2943.576
  • ...

Hem de darbecilerin başlattıkları hücumlar ve hamleler olanca hızıyla devam etmektedir.

Darbenin birinci raundu Gezi olaylarıydı ve bu raundu Recep Tayyip Erdoğan kazandı.

17 Aralık operasyonları darbenin ikinci raundudur. Her ne kadar bu ikinci rauntta Erdoğan aldığı yumruklarla biraz sersemlemiş görünse de henüz ikinci raunt sona ermiş değil. Söz konusu rauntların süreceği, hem de kesintisiz süreceği kanaatindeyiz.

Bütün bu olup bitenler başta Amerika ve israil olmak üzere dış kaynaklı bir darbe teşebbüsüdür. Bu kadar nettir ve bunu görmemek büyük bir ahmaklıktır. Zaten bunu onlar da inkâr etmedikleri gibi açıkça itiraf etmektedirler.

Darbecilerin içerdeki kollarının hücum ve hamleleri de kesintisiz bir şekilde sürmektedir.

Gülen medyası bir tek adımını geri atmamış, hatta hücumlarını yoğunlaştırmış durumdadır.

Darbenin bu içerdeki kolları dışarının oyununa gelmiş ahmaklar değildir. Bizzat dışarının içerdeki kollarıdır, ne yaptığının farkında olan bilinçli fedaileridir. Lafı eğip bükmenin hiçbir anlamı yok, Amerika ve israil`in bizzat kendisidir.

Artık bilinmelidir ki Fethullah Gülen`in Mavi Marmara hakkında ettiği sözler, binlerce Filistinli kadın ve çocuğu hiç görmeyip ölmemiş israilli çocuklara gösterdiği üzüntüler, yıllar yılı örtünme mücadelesi veren kardeşlerimizi teröristlikle itham etmesi, kısacası Müslümanların hiçbir acı gününde yanlarında yer almayıp her defasında karşı cenahta yer alması bir dil sürçmesi, yapılan bir gaf, bir tavır hatası değil bizzat bir kimlik ibrazıdır.

Eğer bunlar bir dil sürçmesi, bir gaf, bir hata olsaydı bize düşen görev; sürçmeleri, tökezlemeleri ve hataları affetmek olacaktı, bu hataları ört bas etmek hayra yormak olacaktı. Çünkü Müslümana yakışan budur.

Fakat artık net ve berrak bir şekilde anlaşılmıştır ki kâfirlerin, zalim emperyalistlerin yıllarca Müslümanlara yapa geldikleri karşısında bir defacık yüzünü ekşitmeyip Müslümanlara karşı kollarını açıp höyküren, kendinden geçerek beddualar savuran, bununla kalmayıp kendisine ait medya tarafından dört koldan saldırıya geçilmesi asla bir sürçme, bir hata değil, “Ben buyum, biz buyuz” diye kimlik ibraz etmesidir.

Bu anlamda, birilerinin gerçek yüzlerini bizlere göstermesi, müminlere tanıtması Allah`ın bir lütfudur, ihsanıdır.

Sadece medyasıyla değil, yargıdaki ve emniyetteki gücüyle de tam bir seferberlik ilan etmiş durumdalar.

Darbenin Yargı ve Yargıtay`daki ayağı zaten 28 Şubattan bu yana hiç değişmedi.

Müslümanlara ceza yağdırma işine hiç mi hiç ara vermedi. Dikkat edin, kendileri dışındaki camialara ceza yağdırmaktadırlar.

Darbenin önemli bir kolu da galiba Kayseri`de, hem yargıda hem de sermayede.

Baksanıza, Şehid Furkan Doğan için açılan davada yargıç “israil yargılanamaz! Bana mı danıştınız giderken?” dedi.

Söyleyin Allah aşkına, bizzat israil`den bir yargıç gelip bu duruşmada bulunsaydı böylesine küstahça bir karar verebilir miydi, ben zannetmiyorum.

Hatırlarsanız yine Kayseri`de yapılan bir maçta israil`i kınayan pankart açtılar diye elliye yakın kardeşimizi gözaltına almışlardı.

Evet, şu anda Recep Tayyip Erdoğan ciddi bir darbe ile karşı karşıyadır.

Bugün Erdoğan`la birlikte olanların gerçek güçleri nedir, yapabilecekleri nedir, seçimden seçime ona rey vermekten başka ne yapabilirler?

Özellikle bugün Erdoğan`la beraber oldukları halde bir kargaşa esnasında her birinin B Planı olanlara, Erdoğan`sız günler için alternatif yol haritası olanlara, Erdoğan`sız günler için kendilerini hazırlayanlara dikkat edilmelidir.

Gelelim “Erdoğan`ı yedirmeyiz!” diyenlere.

Eğer bu sözle maksadınız Erdoğan`ı terk etmemek, seçimlerde yine onunla beraber olmaksa iyi biliniz ki bu yetmez. Çok daha sıcak günlere hazırlıklı olmak önemlidir.

Bu darbe girişimi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, ister Recep Tayyip Erdoğan yara alsın, ister iktidardan düşsün, isterse galip gelerek yoluna devam etsin…

Şurası unutulmasın ki bu millet; Fethullah Gülen`i, camiasını ve medyasını asla affetmeyecektir.

Hem de sadece bu ülke insanı değil, başta İslam Dünyası olmak üzere olup bitenlere şahitlik eden bütün Müslümanlar affetmeyecektir.