• DOLAR 35.392
  • EURO 36.514
  • ALTIN 2999.93
  • ...

Rabbimizin lütfuyla önceki Cuma namazımızı Şam Emevi camiinde kılmıştık ve çok duygusal anlar yaşamıştık. Namaz biter bitmez zafer kutlamaları caminin içinde başlamış sonra caminin avlusunda yoğunlaşmış, etrafında devam etmişti.

Fakat biz dışarı çıkmadık, çünkü caminin avlusunda Selahaddin Eyyubi yatmaktaydı. Benim için hiç bir kabir ziyareti böylesine sıcak, böylesine heyecanlı olmamıştı. Çünkü benim yüreğimde Selahaddin Eyyubi’nin çok ayrı bir yeri vardır.

Böyle bir zamanda Kudüs Fatihi, şarkın bu vefakâr sultanı Selahaddin Eyyubi’nin başucunda olmak insana çok değişik duygular yaşatıyor.

Çünkü onun fethettiği Kudüs ve Mescid-i Aksa çok uzaklarda değil hemen yanı başında ve esir, işgal altında.

Nedense bu coğrafi mesafenin yakınlığı gibi oraların yeniden fethinin de yakın olduğu inancındayım. Bu yükümlülüğü Şam ehline atmak değil ama Şam olmadan Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın fethinin mümkün olmadığını düşünüyorum.

Ve Suriye’nin özgürlüğüne kavuştuğu halde bunun devamının gelmemesi Müslümanların fetih sevincinin hep yarım kalması anlamına gelecektir.

Bu görevi yurtları yerle bir olmuş, viraneye dönmüş Suriyeli Müslümanlardan beklemek elbette insafsızlık olur. Hem Suriye’yi ayağa kaldırmak hem fetih adımlarını atmak görevi en yakınlarından başlamak üzere komşularına düşmektedir.

Özgürlüğüne kavuşmuş bir Şam, bu ümmet için çok şey ifade etmektedir. Siz buna Haleb’i, Hama ve Humus’u da ilave edin. Zaten iş dünyası biz hatırlatmasak da neler yapacağını şimdiden düşünüp planlıyor.

İslami Eğitim ve öğretim açısından bizim için ne anlama geldiğini iyi düşünelim. Özellikle Kahire kapılarının kapalı olduğu bir günde.

Bu duygularla herkesin Receb-i şerifini, Regaib gecesini ve cumasını tebrik ediyorum!