Şimdilik dinliyorum, izliyorum Konuşmayı erken buluyorum
Biliyorum, etrafımızda kıyamet koparken doğal olarak bizden bir şeyler söylememizi bekleyenler susmamızı veya görmezlikten gelmemizi bir zaaf olarak görecekler. Daha da önemlisi, bazılarımız kendileri açısından “hak ve hakikat böylesine ortada iken” susmayı, kanaat belirtmemeyi korkaklıkla, ihanetle eş değer görecekler.
Varsın öyle görsünler. Zaten bir kanaat belirttiğimizde de aynı kanaatte olmayanların öfkelerini üzerimize çekecektik. Bu konuda birçok bilgiye sahip olanlar bile “Suriye hakkında konuşmayı erken buluyorum” itirafında bulunuyorlar. Kaldı ki bizim gibi masa başında yazıp çizenler daha da temkinli olmalıdır diye düşünüyorum.
Çatışmaların olduğu yerlerde insanların evlerinden, yurtlarından canlarından olması yetmiyormuş gibi oralardan uzakta yaşayan bizlerin de kendi aramızda bölünmeye, kamplaşmaya sebep olması şahsen bizim için ayrı bir ıstıraptır. Özellikle son on beş yıl içerisinde buna çokça şahit olduk. Birtakım küçük fotoğraf karelerinden hareket ederek beyan ettiğimiz görüşlerin büyük fotoğraf ortaya çıktığında o kadar da isabetli olmadığına çoğumuz şahitlik etmişizdir.
Suriye konusu gibi olmasa da Türkiye içindeki bazı siyasi gelişmeler hakkında da konuşmayı erken buluyorum.
Irkçılık, ulusçuluk hakkındaki düşüncelerimizi çok net ve gür bir şekilde ortaya koymamıza rağmen Sayın Bahçeli’nin defalarca İmralı ve DEM’e yaptığı çağrı hakkında bir şeyler söylemeyi de erken buluyorum. Zaten bu konuda konuşanlara bakarsanız onlar da bir birlerine girmiş durumdalar.
Evet, bizler Müslümanları yakından ilgilendiren hiçbir olaya bigâne değiliz her şeyiyle haberdar olmaya çalışıyoruz. Ama bir şey daha var, hem de önemli bir şey; Müslümanların kardeşliği, bozulmasından, zedelenmesinden, yara almasından korktuğumuz kardeşliğimiz.
Dikkat ederseniz içerideki Müslümanlar arasındaki tefrikaların önemli sebeplerinden birisi de dışarıda vuku bulan olaylara farklı bakışlarından kaynaklanmaktadır.
O halde bize düşen, beklemek, erken konuşmamak, çabuk karar vermemektir.
Daha da önemlisi, bu çatışmaların çabuk bitmesi, en az zayiatla atlatılması için dua etmektir.
En samimi dualarla!