• DOLAR 34.59
  • EURO 36.26
  • ALTIN 2999.347
  • ...

Duaların en çok ve en çabuk kabul olduğu Kâbe’den Gazze için bir defacık olsun toplu dua yükselmedi, on binlerce şehid ve yaralı için bir defa olsun Kâbe’nin Rabbine eller açılmadı

Bu kahredici despotluk Medine’de de aynen uygulandı. Eğer birileri tek başına yanındakilerin duyacağı kadar biraz yüksek sesle HAMAS için dua etmişse, siyonist terör devletine ve ABD’ye beddua etmişse derhal susturuldu, derdest edilip götürüldü.

Bir yıl boyunca katıldığım etkinliklerde bu faciayı dile getirmeye çalıştım. İyi düşünürseniz bu korkunç bir felakettir. Bu ümmetin en dindarları ve seçkinleri hac için, umre için yeryüzünün en kutsal mekanına varacaklar, orada yapılacak ibadetlerin başka yerlerde yapılan ibadetlerden binlerce defa daha faziletli olma fırsatını yakalayacaklar...

Fakat Kâbe’nin imamları olsun, Medine’deki Mescid-i Nebevinin imamları olsun, bir araya gelmiş yüz binlerce Müslüman’a Gazze için, Kudüs için, Lübnan için bir defacık dua ettirmeyecek. Bunu kabullenmek mümkün müdür?

Meğer bugün Kâbe için bundan daha büyük bir felâket varmış. Suud yönetimi, özellikle züppe veliaht, ABD’nin en aşüftelerini bu ülkede sahneye çıkardığı yetmiyormuş gibi Kâbe de bu müptezellere malzeme olarak sunuluyormuş.

MSB denilen bu müptezel yönetimde bulunduğu müddetçe Allah korusun Kâbe’nin, Mescid-i Haramın, Mescid-i Nebevinin ve bütün kutsallarımızın başına çok şeyler geleceğinden korkuyorum.

Unutmayalım ki şu anda Suud zindanları en şuurlu Müslümanlarla doludur. Cihad şuuru taşıyan hiç bir kesim bu ülkeye giremediği gibi girenler de bir daha çıkamayacak şekilde kodesi boylamaktadır.

Demek istediğimiz odur ki, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi de en az Gazze kadar kurtarılmayı beklemektedir.

Bireyler olarak her Müslüman sesinin ulaştığı yere kadar ulaştırmalı, Suud yönetimine haddi bildirilmeli, İslam ülkeleri de devlet çapında Kâbe’ye sahip çıkmalıdırlar.