• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bugün sizlere başta Gazze ve gündemin diğer sıcak gelişmelerine ara vererek uzun süredir yoğunlaştığım bir kitap çalışmamdan kısa bir bölüm sunmak istiyorum:

Gerek Hz. Meryem’i gerek Hz. İsa’yı anlatırken “niçin” sorularından hareket ettiğimizde onları daha iyi anlayacağımızı, hatta Allah Teala’nın onları göndermekteki muradını daha iyi kavrayacağımızı düşünüyorum.

Şu ana kadar onların veya diğer peygamberlerin hayatları anlatılırken “niçin” sorusu, fazla sorulmamış veya bu soruyla başlanmamış, bu soru üzerine bina edilmemiştir. Bunun sebebi bu alan doğrudan Allah Teala’ya ait olduğu için oraya girilmemiş olabilir.

Fakat bizim için bu iş tamamlandığı, yaşanacaklar yaşandığı için “niçin böyle oldu” sorusunun cevabı az çok ortaya çıkmıştır, artık biz onların hayatını “niçin” sorusuyla açıklayabiliriz. Bu aynı zamanda olup bitenleri tarihin bütünlüğü içinde görebilme çabasıdır.

Bir başka ifadeyle; “Bu işin hikmeti buymuş” diyebilmenin yoludur ve bugün artık biz bunun imkânına sahibiz diye düşünüyorum.

Evet, Allah (cc) Meryem Validemizin namusuna ve iffetine böylesine düşkünlüğüne niçin bu kadar vurgu yapmıştır?

“Hani İmran’ın hanımı demişti ki, Rabbim karnımdakini tam özgür olarak sana adıyorum. Bunu benden kabul buyur. Çünkü sen Semî’sin/her şeyi duyarsın, Alîm’sin/her şeyi bilirsin.”

“Ve o Meryem’i doğurunca Rabbim dedi, onu dişi doğurdum. -Gerçi Allah ne doğurduğunu biliyordu-. Erkek dişi gibi değildir. Adını da Meryem koydum. Onu da zürriyetini de melun şeytanın şerrinden senin himayene veriyorum.

“Rabbi de onu güzelce kabul etti, onu güzel bir fidan gibi büyüttü ve Zekeriya’nın himayesine verdi. Zekeriya mabette onun yanına her girdiğinde yanında bir rızık bulurdu. Bu sana nereden geliyor Meryem, diye sordu. Allah tarafından geliyor dedi. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.” (Âl-i İmran 35-37)

“O zaman melekler; ey Meryem, Allah seni seçti ve seni tertemiz yaptı, seni seçip bütün insanların kadınlarına üstün kıldı demişlerdi.”(Al-i İmran/42)

“O kadını (Meryem’i) da hatırla ki, iffetini sapasağlam korudu, biz de ona ruhumuzdan üfledik ve onu oğlu ile birlikte bütün âlemler için bir mucize kıldık.” (Enbiya, 91)

“Bir de İmrân’ın kızı Meryem’i. O ırzını korumuştu biz de ona ruhumuzdan üflemiştik, o da rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmiş ve gönülden itaat edenlerden olmuştu.” (Tahrim, 12)

Aslında iffetli ve namuslu olmak sadece Meryem Validemizden istenen, beklenen bir sıfat değil inanan bütün kadınlardan istenen bir güzelliktir ve tarih boyunca bu şekilde iffetini, namusunu muhafaza eden nice bayanlar gelip geçmiştir.

O halde sorumuzu bir daha soralım; Rabbimiz Hz. Meryem validemizin iffetine, namusuna niçin bu kadar vurgu yapmış, niçin bu yönünü böylesine öne çıkarmıştır?

Çünkü o ileride babasız bir çocuk dünyaya getirecektir, bunu herkesin kabullenmesi gerekir. Hem sadece vurgu yapılmamış, dinin merkezinde yer alan Kudüs’teki Mabed yetkililerinin ve İsrailoğullarından önemli bir çevrenin buna şahitlik etmesi için çocuk Meryem mabede adanmış, mabette muhafaza altına alınmıştır. Allah Teala adeta şöyle demiştir;

“Ey insanlar, bakın bu Meryem’i iyi izleyin, onun hiçbir erkekle beraber olmadığına şahitlik edin, gördüğünüz gibi öylesine muhafaza edilmektedir. Çünkü o ileride babasız bir çocuk dünyaya getirecektir, buna hazır olun, sakın ona bir iftira atmayın…”

Düşünebiliyor musunuz? Hz. Meryem İsrailoğullarının en ileri gelenlerinin şahitliğinde Kudüs’te mabede adanmamış olsaydı, ülkenin ücra bir köşesinde hamilelik dönemini yaşayıp babasız bir şekilde Cebrail’in üflemesiyle Hz. İsa’yı dünyaya getirmiş olsaydı buna kimi inandırabilirdi? Zaten bu haliyle bile İsrailoğullarından bir kısmı inanmamış ve iftira etmişlerdi.

“(Evet, onları lanetledik ve belalarını verdik) Çünkü onlar kâfirlikte direndiler, Meryem’e de çok büyük bir iftira attılar” (Nisa/156)

Allah Teala Hz. Meryem’in mabede adanmasına ve bu şekilde iffet ve namusunun muhafaza altına alınmasına vurgu yapıp ön plana çıkarmış, kimsenin ona dokunmadan çocuk sahibi olduğuna inanmaları için ayrıca dünyaya getirdiği çocuğunu da konuşturarak şahit tutmuştur. Yani Meryem validemizin mabede adanmışlığının dışında dünyaya getirdiği yavrusu da onun iffetine ve namusuna ayrıca şahitlik etmiştir.

Herkese hayırlı cumalar diliyorum!