• DOLAR 33.982
  • EURO 37.725
  • ALTIN 2728.385
  • ...

En çok merak ettiğim konulardan birisi, bir Müslümanın şehid olmadan hemen önceki durumu, halet-i ruhiyesi, dünyaya, hayata bakışıdır.

Bu konuda bilgi sahibi olabilmek için, şehid olmayı kafaya koyan, bu konuda kesin karar veren birileriyle yakinen beraber olmak ve o andan itibaren gözlemlerde bulunmaktır.

Aslında en güzeli, en doğru olanı, şehadeti yaşayan kişinin tekrar dirilip gelmesi ve olup bitenleri bize anlatmasıdır ama biz böyle bir şansa sahip değiliz fakat bu konuda ayet-i kerime ve hadisi şeriflerden öğrendiklerimiz bizim için yeterlidir.

Fakat bizim konumuz bu değil, şehadete karar veren, canını Allah yolunda vermeyi göze alan bir Müslümanın o andan itibaren yaşadıklarıdır.

Bu basit bir merak konusu olmaktan çok öte bir şeydir. Çünkü bir Müslüman böyle bir karar almış olsa da can vermek onun kendi elinde değildir, bu tamamen Allah Teala’ya ait bir meseledir.

Sözü gereğinden fazla uzatmayalım; şehid olmaya yani Allah’a kavuşmaya karar veren bir insan daha şehid olmadan velilik makamına ulaşmış, bir insanın ulaşabileceği bütün erdemlere ulaşmış demektir.

Öyle ya, bize öğretildiğine göre bir insanın velayet makamına yükselebilmesi için nefsini bütün kötülüklerden temizlemiş olması, en güzel sıfatlarla donanmış olması gerekir ve nice insan bunun yoluna girer yani nefis tezkiyesi yapar.

Şimdi müsaadenizle böyle bir kişiyi bizim şehadete karar veren kardeşimizle bir kıyaslayalım. Gözünü, kulağını bütün haramlardan korumaya çalışmak nere, bizzat helâl olan eşini bırakıp gitmek nere. Sadece eşinden değil, annesinden, babasından, kardeşlerinden, varsa çocuklarından ve yakınlarından ayrılmayı göze almanın ne anlama geldiğini düşünebiliyor musunuz?

Yine Allah yolunda veli olabilmenin olmazsa olmazlarından birisi haramlardan, dünya sevgisinden sıyrılmak değil midir? Bizim bu şehadete karar veren kardeşimiz bırakın haramları, kazanıp biriktirdiklerinden, işyerinden, dükkanından, babasından anasından kalan mirasından vaz geçmesini nasıl bir makam zannediyorsunuz?

Yani demek istiyoruz ki, Allah yolunda canlarını feda edenler zannetmeyin ki sadece can verdikleri esnada yüce makamlara erişiyorlar, tam aksine onlar buna karar verdikleri andan itibaren erişilecek bütün makamlara erişmişlerdir.

Böyle kimseler ne kadar çok olursa Allah’ın dini de hayata o kadar hakim olmakta, bir sonraki nesillere ulaşmaktadır.

Rabbim bizlere de böylelerden olmayı nasip eylesin!