• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...

Ne garip bir durum! Bu ülkede müftüleri, vaizleri, diğer din görevlilerini orta öğrenimdeki din ve ahlak dersleri öğretmenlerini yetiştiren İlahiyat fakültelerinin hocaları şehirlerimizdeki merkezi camilerin kürsülerinde minberlerinde vaaz ederken, hutbe okurken göremiyoruz. İnsanımız için bu çok önemli bir kayıp değil midir?

Gidenler veya duyanların bildiği üzere birçok İslam ülkesinde bu hep yapılmaktadır. Yöneticilerini tasvip etmediğimiz Suriye’de bile Şam Üniversitesinin dünya çapındaki İslam âlimlerinin her birinin Ümeyye Camiinde halka yönelik ders halkaları vardır. Çoğumuzun kitaplarından tanıdığı Ramazan el Bûti, Vehbe Zühayli, Nureddin Itır ve nice âlimlerin hem üniversitede kürsüleri hem de camilerde kürsü ve ders halkaları vardır.

Elhamdülillah, son zamanlarda gittiğim her şehirde İlahiyat Fakültelerini ziyaret edip muhterem hocalarıyla tanışıp onları dinlemeye gayret ediyorum, onların ilmi seviyelerini gördükçe seviniyorum; ama bir yandan da halkımızın, özellikle cami cemaatinin bunlardan mahrum olmalarından dolayı da üzülüyorum.

Dikkat ederseniz ilahiyat veya İslami İlimler Fakültesi olmayan bir vilayetimiz yok, her birinde nice fıkıh, tefsir, hadis ve diğer İslami ilimlerde kendilerini yetiştirmiş akademisyenler mevcut.

Bu değerli akademisyenlerden az bir kısmı kendilerini sadece televizyon ekranlarında gösteriyorlar. Televizyon kanallarının en iyileri bile ciddi anlamda kirlenmiş durumdalar, ister istemez akademisyenlerimize de yansıyor bu durum.

Daha da acı olanı, hepimizin şahit olduğu gibi bu televizyon kanalları akademisyenlerden kendilerinin hoşuna gidecek sözler duymadan onları kolay kolay ekranlara çıkarmıyorlar, zaten bizim en büyük yaralarımızdan birisidir.

Biz ısrarla diyoruz ki İlahiyat Profesörlerimizi şehirlerimizin merkezi camilerinin kürsü ve minberinde görmek istiyoruz. Hem bu arada akademisyenlerimiz de kazanacakları çok şey olduğunu görecekler. Çünkü Türkiye’nin en önemli problemlerinden birisi de İslami konuda halkla akademisyenler arasındaki kopukluktur, bunun maliyeti de tahminlerimizden çok büyüktür.

Bu arada cami kürsülerine geçecek bu akademisyenlerimiz Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa ve gündemdeki konulara da temas edeceklerinden dolayı, Müslüman halkımız için çok değişik bir motivasyon olacaktır.

Biliyoruz, bazı şehirlerimizde bu söylediklerimiz oluyor, ilahiyat hocalarımızdan bazılarının camilerde vaaz ettiklerini görüyoruz ama bu ülke genelinde gerçekleştirilmelidir, bu konuda Diyanete ve müftülüklerimize görev düşmektedir.

Bu düşünce ve duygularla hepinizin cuması mübarek olsun!