Biz Rabbimizden iyilik ve güzellik istiyoruz
Siyasi faaliyet olarak bugüne kadar yapılması gereken ne varsa herkes kendi çapında bir şeyler yaptı. Elbette bu iki günde birçok şey olabilir, Muharrem İnce’nin istifası gibi.
Bu müddet içerisinde gördük ki insanlar ne yapacaklarına dair kararlarını vermişlerdir. İnsanların kararlarını değiştirmek öyle kolay bir şey olmasa gerek.
Galiba bugün işin dua kısmına gelip dayanmış durumdayız. Öyle ya, kalpleri eviren çeviren Allah olduğuna göre işin bundan sonrasını O’na havale etmekten başka elimizden bir şey gelmez.
Bizler Rabbimizden her daim iyilik ve güzellik isteyen müminleriz. En cahilimizin bile dilinden düşürmediği dua “Rabbena âtina fid-dünya haseneten ve fil-âhireti haseneten wa qinâ azâben-nar” bu ümmetin duadaki ortak noktasıdır. “Hasene” en güzel, en iyi olan neyse biz onu istiyoruz Rabbimizden. Yani iyinin ve güzelin ne olduğunu biz tayin ve tespit etmiyoruz, “iyi olan şudur, güzel olan şudur” demiyoruz, her ne kadar bu hususta tespit ve kanaatlerimiz varsa da biz bunu da Rabbimize havale ediyoruz.
Bizim bu duamızda bir şey daha var; görünüşte hasene olmayan, hayır olmayan bir şeyin daha sonra bizim hayrımıza dönüşme durumu da vardır. Yani bizler mutlak hayrın ne olduğunu tam olarak idrak edemeyebiliriz.
Fakat bizler yine de hayır ve hasene olduğunu az çok bildiğimiz şeyleri Rabbimizden istemeyi sürdürürüz;
Ey bizim Rabbimiz, bizlere hakkı hak olarak göster ve hakka sarılıp tutunmayı nasip eyle!
Batılı batıl olarak görmeyi ve batıldan kaçınmayı lütfeyle!
Ey bizim Rabbimiz! İslam’ı ve Müslümanları aziz eyle!
İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarını zelil eyle!
Bizleri kâfirlerin ve zalimlerin tasallutundan muhafaza eyle!”
Unutmayalım, toplumların kalbi Cenab-ı Allah’ın elindedir, istediği gibi evirir çevirir. Şu mübarek Cuma günü Rabbimizden kalplerimizi İslam üzerinde sabit kılmasını niyaz ediyoruz.