Düşman Listemizi güncellesek mi?
Çokça düşman sahibi olmak galiba iyi bir şey olmasa gerek. Düşmanı az olan birilerini bulsak da şöyle bir kıyaslama yapsak, arada nasıl bir fark var. Zannedersem uykularını en rahat şekilde geçirenler hiç düşmanı olmayanlardır.
Bireyler ve aileler olarak bunu ölçmek, anlamak ve farkında olmak kolaydır. Fakat bizim bir de ulus olarak düşmanlarımız var, bize böyle bellettiler. Hani o klasik tabirle “üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülkeyiz ya.” İçerideki hainlerimiz de fazlası.
Diyorum ki, acaba şu düşman listemizi güncellesek mi? Hepsini birden şöyle bir gözümüzün önüne getirsek, elimize bir kalem alsak ve bir kısmının üzerini çizsek mi, bir kısmını listeden çıkarsak mı?
Düşmanlarımızı güncellediğimizde belki onların üzerini tamamen çizip liste dışı bırakamasak bile hiç olmazsa derecelendirebiliriz, kırmızıdan daha açık renklere taşıyabiliriz.
İnanın epeyce rahatlayacağımızı zannediyorum. Düşmanımız ne kadar azalırsa kafamızın içi o kadar düzelir, sırtımızdaki yük de o derece hafifler, stres ve tedirginliğimiz o derece kaybolur, düzenli bir uykuya kavuşuruz.
Veya dışarıdaki düşmanları güncelleştirirken hiç olmazsa yönetimlerle halkları birbirlerinden ayırabiliriz. Ülkeler siyaset ve ideolojileri gereği birbirlerine düşman olduğu halde o ülkelerin insanlarının hiç de öyle olmadıklarını anlamış oluruz.
Bu güncelleme konusunun deprem sonrası aklımıza geldiğini hepiniz biliyorsunuz. Felâket sonrası dünyanın dört bir yanından yardıma koşanlar bizi bu düşünceye sevk etmektedir. Demek ki bütün bir yeryüzüyle en azından “insanlık” diye bir ortak noktamız varmış. Ayrıca bizim “ümmet” diye büyük bir kesimle ortak noktamız daha varmış, onu da bu felâketle birlikte yakinen bir daha öğrendik.
Ben “Düşman Listemizi güncelleyelim” dedim ama dost listemizi de güncelleyelim, dostlarımızın isimlerini biraz daha kalın çizgilerle çizelim, mutluluğumuzun arttığını göreceğiz.
Biliyorum, dostlarımızın listesini olumlu anlamda güncelleyelim derken bunun tam aksini gerektirecek şeylere de şahit oluyoruz. Hatta birilerinin deprem öncesinden çok daha hasmane tutumlar sergilediklerini, düşmanlıktan öte tam olarak gavurlaştıklarını da görüyoruz.
Fakat ben iyileşmenin daha ileri boyutlarda olduğuna, bundan dolayı düşman listemizin azaltılması gerektiğini savunuyorum. Kazanan biz olacağız inşallah.